Âl-i İmrân Suresi 47. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 47. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 47. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Âl-i İmrân Suresi 47. Ayetinin Arapçası:
قَالَتْ رَبِّ اَنّٰى يَكُونُ ل۪ي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْن۪ي بَشَرٌۜ قَالَ كَذٰلِكِ اللّٰهُ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ اِذَا قَضٰٓى اَمْرًا فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Âl-i İmrân Suresi 47. Ayetinin Meali (Anlamı):
Meryem: “Rabbim! Bana bir erkek eli değmemişken benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi. Rabbi de: “İşte Allah, dilediğini böyle yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece «Ol!» der, o da hemen oluverir” buyurdu.
Âl-i İmrân Suresi 47. Ayetinin Tefsiri:
Hz.
Meryem, evli olmadığı, normal şartlar altında kendisine bir erkek eli değmediği
ve kendisinin iffetinden hiçbir şüphesi bulunmadığı halde bir çocuğunun
olacağına taaccüp etmiş ve şaşkınlığını gizleyememiştir. Hayretler içinde
doğrudan doğruya Rabbine yönelip tazarrû ve niyâz halinde işin hikmet ve
sırrını öğrenmek istemiştir. Cenâb-ı Hak da, onun bu hayretini yatıştıracak ve
işin hikmetini çözmesini sağlayacak bir beyânda bulunmuştur: “İşte Allah,
dilediğini böyle yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece «Ol!»
der, o da hemen oluverir”. (Âl-i İmrân 3/47) İşte İsa’da Allah Teâlâ’nın
böylece “Ol!” demesiyle oluveren istisnaî bir şahsiyettir:
Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 47. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...