Al-i İmran Suresinin 51. Ayeti Ne Anlatıyor?
Al-i İmran suresinin 51. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’a kulluk edilmesini emreden ayet-i kerime; Al-i İmran suresinin 51. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.
Ayet-i kerimede buyurulur:
اِنَّ اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ
“Kuşkusuz ki Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte doğru olan yol budur.” (Âl-i İmrân, 3/51)
DOĞRU YOL: ALLAH’A KULLUK
Bilgi
Bu ayet, Hz. İsâ’nın (a.s.) sözlerinden birini nakletmektedir. Hz. İsâ (a.s.) tebliğe başladığında, bazı mucizeler göstermiş ve Yüce Allah’tan aldığı ayetleri açıklamıştı. O ayetler, daha önce Hz. Mûsâ’ya (a.s.) gönderilen Tevrat’ı onaylıyor ve peygambere itaati öğütlüyordu. Ancak peygambere itaat etmek, ona kulluk etmek anlamına gelmiyordu. Bu sebeple Hz. İsâ (a.s.), kulluğun yalnızca Allah’a yapılması gerektiğini söyledi. Peygamber bir Tanrı olmadığı gibi tanrının oğlu da değildir. O da bir kuldur.
Mesaj
- İnanmayanlar da dâhil olmak üzere, bütün insanların Rabbi, Allah’tır.
- Kulluk yalnızca Allah’a yapılır.
Kelime Dağarcığı
Rabb: Terbiye eden, büyüten, gözetip koruyan, kendisine ibadet edilen mabud.
Sırat-ı Müstakîm: Doğru, dosdoğru, doğruyu gösteren yol.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Allah İsa’ya okuyup yazmayı, hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretecek.
- Allah onu İsrâiloğulları’na peygamber olarak gönderecek, o da onlara şöyle diyecek: “Şüphesiz ben size Rabbinizden büyük bir mûcize getirdim: Size çamurdan kuş sûretinde bir şey yapıp ona üfleyeceğim, o da Allah’ın izniyle gerçek kuş olacak. Allah’ın izniyle anadan doğma körleri ve alaca hastalarını iyileştireceğim. Yine Allah’ın izniyle ölüleri dirilteceğim. Evlerinizde ne yiyip, neleri biriktirdiğizi size bir bir haber vereceğim. Eğer inanmak isterseniz bunda sizin için kesin bir delil vardır.”
- “Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim. Size Rabbiniz’den açık bir mûcize getirdim. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının bana itaat edin.”
- “Şüphesiz Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse artık O’na kulluk edin. İşte en doğru yol budur.”
Allah Teâlâ, Îsâ (a.s.)’a okuma yazmayı, hikmeti, Tevrat ve İncîl’i öğretmiş; onu İsrâiloğulları’na peygamber olarak göndermiştir. Bu esnada ona peygamberliğini ispat etmesine yarayacak bir kısım mûcizeler ihsan etmiştir. Bunlar kısaca şöyledir:
› Çamurdan kuş sûretinde bir şey yapıp üfleyince, onun Allah’ın izniyle uçabilen canlı bir kuş hâline gelmesi.
› Anadan doğma körleri ve alaca hastalarını iyileştirmesi,
› Allah’ın izniyle ölüleri diriltmesi,
› İnsanların evlerinde yedikleri ve biriktirdikleri şeyleri olduğu gibi haber vermesi.
Hz. İsa’nın (a.s.) bir vazifesi de kendinden önce gelen Tevrât’ı tasdik etmek, bununla beraber İsrâiloğulları’na daha önce haram kılınmış olan bir kısım şeyleri tekrar helâl kılmaktı. Nitekim Nisâ 160, En‘âm 146 ve Nahl 118. âyetlerde yahudilere, zulüm ve isyanları yüzünden bazı şeylerin haram kılındığına temas edilmektedir. Dolayısıyla burada Hz. İsa’nın (a.s.) şeriatının, bu haramları kaldırmak sûretiyle, Hz. Mûsâ’nın (a.s.) tebliğ ettiği bir takım hükümleri neshettiği ortaya konulmaktadır.
Hz. İsa (a.s.), Allah’ın izniyle gösterdiği bu mûcizelerden hareketle kendinin peygamber olduğunu, dolayısıyla kendisine iman ve itaat edilmesi gerektiğini hatırlatarak: “O halde Allah’a karşı gelmekten sakınınve bana itaat edin. Şüphesiz Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse artık O’na kulluk edin. İşte bu en doğru yoldur” (Âl-i İmrân 3/50-51) demiştir. Onun bu sözünden maksat, kendisi hakkında bâtıl şeyler ileri sürüp onun ilâh veya ilâhın oğlu olduğunu söyleyenlere bir cevaptır. Çünkü o, bu ifadeleriyle Allah’a boyun eğdiğini ortaya koymakta ve O’nun kulu ve peygamberi olduğunu haber vermektedir.
Din, ferdî olmaktan çok toplumsal bir gerçektir. Dinin tam olarak tebliği, yaşanması ve yaşatılması ancak el ele, gönül gönüle veren sağlam bir cemiyetle mümkündür. Bu sebeple peygamberler, dini insanlara ulaştırma ve din düşmanlarına karşı metin durabilme hususunda hep kendilerine yardımcı olacak samimi insanlar aramışlardır.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com