Al-i İmran Suresinin 85. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 85. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İslam’dan başka bir din aranmaması gerektiği bildiren ayet-i kerime; Al-i İmran suresinin 85. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyurulur:

وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْاِسْلَامِ د۪ينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُۚ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Kim İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır. (Âl-i İmrân, 3/85)

İSLAM’DAN BAŞKA BİR DİN ARAMA

Bilgi

Yüce Allah’ın; Hz. İbrahim’e, Hz. İsmail’e, Hz. İshak’a, Hz. Yakub’a (a.s.), onların torunlarına, Hz. Mûsâ’ya, Hz. İsâ’ya (a.s.) ve diğer bütün peygamberlere indirdiği din aynıdır. Öyleyse inanan kimsenin bütün bu peygamberlere ve onların tebliğ ettiklerinin hepsine inanması gerekmez mi? Ne yazık ki bazı kimseler böyle yapmamış ve peygamberlerden bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamışlardır.

Allah’ın dinini olduğu gibi kabul etmeyip başka dinler icat etmeye çalışanlar, İslam’dan uzaklaşmışlardır.

Mesaj

  1. Allah’ın rızasını kazandıracak tek din İslam’dır.
  2. İslam’dan başka bir din arayışında olanlar ahirette kaybedeceklerdir.

Kelime Dağarcığı

Hasirîn: Kaybedenler, zarar edenler, hüsrana uğrayanlar.

İslam: Bütün peygamberlerin tebliğ ettiği tek hak din.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, şunu bilsin ki, aradığı din ondan asla kabul edilmeyecektir; o, âhirette de kaybedenlerden ola­cak­tır.

Allah katında makbul din, sadece İslâm’dır. İslâm’ın dışında hiçbir din kabule şayân değildir. Çünkü kabul edilecek ameller, şüphesiz, Allah Teâlâ’nın râzı olduğu ve karşılığında mükâfat vereceği amellerdir. Nitekim bir âyet-i kerîmede “Allah ancak takvâ sahiplerinin ibâdetini kabul eder” (Mâide 5/27) buyrulur. İslâm’ın dışındaki diğer dinler Hak katında makbul olmadığı için, onlara uyanlar âhirette büyük bir hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü onlar yaptıkları iyi amellerin sevabından mahrum kalacakları gibi, bir de can yakıcı bir azaba gireceklerdir. Dünyada iken yapamadıkları amel-i sâlihlere hasret ve bâtıl dinleri uğruna katlandıkları çilelere pişmanlık da bu hüsrana eklenecektir. Buna göre inkâr içinde bulunanların bir an önce iman şerefine ermek için can atmaları gerektiği gibi, mü’minler de imanlarını koruma hususunda son derece gayretli olmalıdırlar.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

HAK DİN İSLAM

Hak Din İslam

HAK DİNİN ÖZELLİKLERİ

Hak Dinin Özellikleri

İSLAM DİNİ NEDİR?

İslam Dini Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.