A'lâ Suresi 15. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A'lâ Suresi 15. ayeti ne anlatıyor? A'lâ Suresi 15. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

A'lâ Suresi 15. Ayetinin Arapçası:

وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ

A'lâ Suresi 15. Ayetinin Meali (Anlamı):

Rabbinin ismini anıp namaz kılan.

A'lâ Suresi 15. Ayetinin Tefsiri:

Şüphesiz kendini arıtan; Kur’an’ın ve Peygamberin öğütlerine kulak verip kalbini küfür, şirk ve kötü ahlâktan, bedenini madi mânevî pisliklerden, zekât verip malını kul hakkından temizleyen böylece takvâ ve haşyet duygularını geliştirip artıran ve Allah huzurunda temize çıkmak için çalışıp çabalayan; kalbiyle ve diliyle Allah Teâlâ’yı zikredip O’nu sürekli hatırda tutan ve farz namazlar başta olmak üzere vacip ve sünnet diğer namazlara da devam eden felâha erer; korktuklarından kurtulur ve umduklarına kavuşur.

İnsanın sorumlu olduğu bütün fiil ve davranışlar üç grupta toplanabilir. Birincisi kalpten yanlış inanç ve bozuk düşünceleri temizlemektir ki ayetteki اَلتَّزَكّ۪ي (tezekkî) buna tekâbül eder. İkincisi Allah zü’l-celâli zâtı, sıfatları ve fiileriyle tanıyıp sürekli Allah bilinci ile yaşamaktır ki buna da ayetteki اَلذِّكْرُ (zikir) karşılık gelir. Üçüncüsü ise Allah’a kulluk ve mahlukatına hizmetle sürekli meşgul olmaktır ki ayetteki اَلصَّلٰوةُ (salât) kelimesi de bunu karşılar. Zira salât, tevazu ve huşûdan ibarettir. Dolayısıyla bu üç lafızla müslümanın sorumlu olduğu bütün vazifelere işaret edilmiştir. Kalbini Allah bilinciyle aydınlatan kişinin diğer bütün azalarından bu tevazu ve huşûun göstergeleri ortaya çıkar.

Cenâb-ı Hak secdeye elverişli yüzler, ibret almaya elverişli gözler, hizmete elverişli bedenler, mârifete elverişli kalpler ve ve muhabbete elverişli gönüller yaratmıştır, Eğer insan dili tevhid okuyan, kalbi Allah’ı tanıyan ve bedeniyle kulluk eden biriyse üzerindeki bu nimetlerin kıymetini bilmesi gerekir. Fakat o, kendini kurtuluşa götürecek işler yapmıyor bilakis dünya hayatını tercih ediyor; orada hemen elde edebileceği yeme, içme, eğlenme ve benzeri zevklerin peşine düşüyor ve bütün varlığını o uğurda harcıyabiliyor. Âhiret mutluluğunu temin edecek hayırlı, temiz ve güzel işleri erteleyebiliyor. Halbuki nimetleri ve lezzetleri itibariyle âhiret hayatı, şüphesiz dünyadan çok daha iyi, üstün ve ebedidir. Orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir beşer aklının düşünmediği emsalsiz nimetler bulunmaktadır. Diğer yönden dünya gelip geçici, cennetteki hayat ise ebedidir, süreklidir. Onda asla kesinti olmayacaktır. O halde dünya hayatını tercih edip günden güne korkunç uçurumlara doğru yuvarlanarak sonunu berbat etmektense, âhiret hayatını tercih edip orada huzur ve mutluluğa erdirecek sâlih ameller işlemek, dünyadaki sıkıntı ve zahmetlere de bu gayeyle sabretmek daha uygun bir yol olacaktır.

Kur’an’ın bu eşsiz mesajlarına mü’min, kâfir veya Ehl-i kitap tüm insanlar kulak vermelidir. Zira:

A'lâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

A'lâ Suresi 15. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.