Alak Suresi 4. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Alak Suresi 4. ayeti ne anlatıyor? Alak Suresi 4. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Alak Suresi 4. Ayetinin Arapçası:
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ
Alak Suresi 4. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kalemle yazmayı öğreten O’dur.
Alak Suresi 4. Ayetinin Tefsiri:
Bu
âyetler, lutuf ve keremi sınırsız olan Rabbimizin insana en büyük ikramlarından
birinin onun ilimle donatılması olduğunu haber verir. Bu nimetin de insana ilâhî
bir lutuf olduğunu hatırlatır. İlmiyle azıp sapıtmaması, yaptığı ve
kazandığıyla ilgili olarak “kendi bilgimle yaptım”, “kendi bilgimle kazandım”
gibi hezeyanlara düşmemesi için ikaz eder.
İnsan dünyaya hiçbir şey bilmez halde
gelmekte, ona her şeyi Allah Teâlâ öğretmektedir. İnsanda olmayan kuvvetleri,
melekeleri, kabiliyetleri yaratarak, deliller getirerek ve âyetler indirerek
vehbî olarak da öğretmekte, kesbî olarak da öğretmektedir. Âyet-i kerîmede
şöyle buyrulur:
“Allah sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmez halde
çıkardı; size işitme özelliği, gözler ve gönüller verdi. Umulur ki
şükredersiniz.” (Nahl 16/78)
O,
işitme kâbiliyeti ile vahyi duyacak, vahyi işitecektir. Gözler, tefekküre
yardımcı olacak, kalp kudret akışlarıyla hissiyat merkezi hâline gelecek,
duyarlılık artacaktır. Gönüller de ilâhî idrak, mârifet ve muhabbetten nasibini
alacaktır. Ancak bu öğrenmenin insanı mârifetullaha ulaştırması için kalbe
bağlı bir öğrenme olması gerekir. Zâten öğrenmekten de maksat Kur’ân ve
sünnetin zâhirini halledip mârifetullahta mesafe almak, derinleşmektir.
Hemen ilk âyetlerde “insana kalemle yazının ve
bilginin öğretilmesi”ne temas edilmesi dikkat çekicidir. Burada kalem, yazı
yoluyla kaydedilip insandan insana, nesilden nesile nakledilen bilgileri ifade
etmektedir. Allah Teâla’nın her bir insana lütfettiği bilgi farklıdır. Tarih
boyu Allah Teâlâ’nın insanlığa ikram ettiği bilgi, ilim ve irfandan, çağlar
boyu herkesin istifadesi, ancak yazı ve benzeri kayıt yoluyla gerçekleşebilir.
Bu hikmete binâen kalemle öğretme gerçeği hususi olarak zikredilir. Bu gerçek,
ilâhî talimin bir kanunudur. Kalem olmasa insanların istikameti kaybolur. Zira
suhuflar, mukaddes kitaplar hep kalemle devam etmiş, sonraki nesillere
nakledilmiştir. İslâm’ın esası olan Kur’an ve sünnet de, ezber ve tatbikatla
birlikte en sağlam şekilde kıyamete kadar yazıyla korunup devam edecektir.
Bu
âyetlerde “Oku!” emrinin tekrar edilmesi, Kur’ân okurken, ilim öğrenirken,
Cenâb-ı Hakk’ı zikrederken tekrarın ehemmiyetine işaret eder. Cenâb-ı Hak “yaratma”
nimetinden bahsederken “Kerîm” sıfatını; “öğretme” nimetinden bahsederken ise
“Ekrem: En Cömert” sıfatını zikretmiştir. Çünkü, en büyük kerem, cömertlik ve
iyilik insana mânevî ikramlarda bulunmaktır. Bunun da başında hakiki ilim olan
İslâm’ı ve mârifetullâhı öğretmek ve tebliğde bulunmak gelir.
Peki
insan, kendine lütfedilen bu büyük nimetlerin kıymetini gereğince takdir edebiliyor
mu:
Alak Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Alak Suresi 4. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR