“Alan da Veren de Allah’tır” Hadisi
“Ona dön ve şunu bildir ki alan da veren de Allah’tır. Onun katında her şeyin belli bir eceli vardır. Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin” hadisinde anlatılmak istenen nedir?
Üsâme İbni Zeyd radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Resûlullah’ın kızlarından biri (Zeynep), Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e adam göndererek, çocuğunun (veya oğlunun) ölmek üzere olduğunu haber verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem haber getiren kimseye:
–“Ona dön ve şunu bildir ki alan da veren de Allah’tır. Onun katında her şeyin belli bir eceli vardır. Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin” buyurdu.
Râvi hadisin tamamını nakletti. (Buhârî, Cenâiz 33, Müslim, Cenâiz, 9,11. Ayrıca bk. Buhârî, Eymân 9, Merdâ 9, Tevhîd 25; Ebû Dâvûd, Cenâiz 24, Edeb 58; Nesâî, Cenâiz 22; İbni Mâce, Cenâiz 53)
Hadisin Açıklaması
Hadisimizde, yakınları vefat etmek üzere olan veya vefat etmiş olan Müslümanlara neler tavsiye etmek gerektiğini bulmaktayız. Hatta Resûl-i Ekrem Efendimiz ölen çocuğun dedesi olarak, kızına, söyleyeceği sözden çok, göstermesi uygun olan davranışı tarif ve tavsiye ediyor ve “Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin” buyuruyor. Efendimiz, bu tavsiyesine gerekçe olarak değişmeyen bir gerçeği hatırlatıyor: “Alan da veren de Allahtır. Onun katında her şeyin belli bir vakti (eceli) vardır” diyor.
Böyle nâzik zamanlarda bazı değişmez gerçekleri hatırlamak veya hatırlatmak, insanı teskin ve teselli eder. Üzüntüden ne yapması gerektiğini şaşırmış, ağzından çıkanı kulağı duymayacak hale gelmiş insanlara, bu tür hatırlatmalarda bulunmak hem gönüllerini almaya vesile olur, hem de akıllarını başlarına devşirmelerine, sabır ve teslimiyet göstermelerine yardım eder.
Olay şöyle devam ediyor:
Hz. Peygamber’in bu tavsiyesi üzerine kızı, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e;
- “Ne olur, mutlaka gelsin” diye tekrar haber yolladı.
Bu defa Peygamber sallellahu aleyhi ve sellem yanında Sa’d İbni Ubâde, Muaz İbni Cebel, Übeyy İbni Ka’b, Zeyd İbni Sâbit ve başka bazı sahâbîler olduğu halde kalkıp kızına gitti. Çocuğu Hz. Peygamber’in kucağına verdiler. Yavrucak pek zor nefes almaktaydı. Resûlullah’ın gözlerinden yaşlar boşandı. Durumu gören Sa’d İbni Ubâde:
- “Ey Allah’ın Resûlü! Bu ne haldir?” dedi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de:
- “Bu, Allah’ın, kullarının kalbine koymuş olduğu merhamet duygusudur” buyurdu.
Hadisin bir başka rivayetinde Hz. Peygamber, “Bu, Allah’ın, dilediği kullarının kalbine koyduğu bir rahmettir. Zaten Allah ancak, merhametli kullarına rahmet eder” buyurmuştur.
Hadisten Öğrendiklerimiz
- Ölüm olayında ölünün yakınlarına sabırlı olmaları tavsiye edilir.
- Canı verenin de alanın da Allah olduğu ve her canlının belli bir ömre sahip bulunduğu, ondan fazla yaşamasının mümkün olmadığı gerçeği daima hatırda tutulmalıdır.
- Sabır, kadere rıza çizgisinde kalabilmenin yegâne yoludur.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları
YORUMLAR