Alan Değil Veren Kazanır
"Veren el, alan elden daha hayırlıdır." sözü İslam dininin takvadaki üstünlüğe işaret eder. Yardım etmeye, geçimini üstlendiğiniz kimselerden başlayarak çevrenizdekileri gözetmek, onlara iyiliklerde bulunmak her Müslümanın görevidir.
“Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in âilesi bir koyun kesmişlerdi. Birçok infaktan sonra Efendimiz, ondan geriye ne kaldığını sordu. Hazreti Âişe (radıyallâhu anhâ):
“Sadece bir kürek kemiği kaldı.” dedi.
Bunun üzerine Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):
“Desene (Yâ Âişe), bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu!” buyurdular.”[1]
KENDİNİZ İÇİN AHİRETE GÖNDERDİKLERİNİZ
Âyet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Kendiniz için önden hayır adına ne gönderirseniz Allah katında (yarın âhirette) onu bulursunuz.” (Bakara 2/110)
Âriflerden birinin ifadesiyle, “fânî sermâyeyi ebedîleştirmek, kalbin bir sanatıdır.”
Aşağıda anlatılan şu kıssa da bu konuda güzel bir misaldir:
VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR
“Dâvûd-i Tâî hazretlerinin hizmetine bakan mürîdi birgün ona:
“Biraz et pişirdim; buyurmaz mısınız?” dedi ve üstâdının sükût etmesi üzerine eti getirdi.
Ancak Dâvûd-i Tâî (kuddise sirruh), önüne konan ete bakarak:
“Falanca yetimlerden ne haber var evlâdım?” diye sordu.
Mürîd, durumlarının yerinde olmadığını izhâr sadedinde içini çekip:
“Bildiğiniz gibi efendim!” dedi.
O büyük Hak dostu:
“O hâlde bu eti onlara götürüver!” dedi.
Hazırladığı ikrâmı üstâdının yemesini arzu eden samîmî mürîd:
“Efendim, siz de uzun zamandır et yemediniz!” diye ısrar edecek oldu.
Fakat Dâvûd-i Tâî hazretleri kabul etmeyip şöyle buyurdu:
“Evlâdım! Bu eti ben yersem dışarı çıkar, fakat o yetimler yerse, arş-ı a’lâya çıkar!”[2]
[1] Tirmizî, “Kıyâme”, 33.
[2] Osman Nûri Topbaş, Îmandan İhsâna Tasavvuf, s. 490.
Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları