Alçak Gönüllü Olmak Ne Demek?
Alçak gönüllü olmak ne demektir? Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in bildirdiği cennet ve cehennemlikler.
Tevâzu/alçak gönüllü olmak; kulun evvelâ Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz kudret ve azameti karşısında hiçlik, yokluk ve âcizliğinin idrâkine ermesi, diğer bir ifâdeyle haddini bilmesidir.
Allah Teâlâ âhiret saâdetini; dünyadayken haşmet ve azamet taslamayan, fesat çıkarmayan ve gönlü Allah korkusu ve muhabbetiyle dolu olanlara nasîb eyleyeceğini vaad etmiştir.[1] Zira tevâzu nîmetinden uzaklaşıp gurur ve kibre kapılanlar, nefislerinin hevâ ve heveslerini putlaştırmaktan kurtulamamışlardır.
PEYGAMBERİMİZİN BİLDİRDİĞİ CENNET VE CEHENNEMLİKLER
Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Size Cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği, fakat «şöyle olacak» diye yemin etseler, isteklerini Allâh’ın gerçekleştireceği kimselerdir.
Size Cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalpli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.” (Buhârî, Eymân 9, Tefsîr 68/1, Edeb 61; Müslim, Cennet, 47)
Bu itibarla Cenâb-ı Hak hem kendisine hem de kullarına karşı dâimâ mütevâzı olmamızı emretmiştir. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Sana tâbî olan mü’minlere alçak gönüllü davran!” (eş-Şuarâ, 215)
“Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde vakar ve tevâzu ile yürürler, câhiller kendilerine (hoşa gitmeyecek) lâflarla sataştığı zaman, «Selâm!» derler (geçerler).” (el-Furkân, 63)
Yûsuf-i Esbat Hazretleri, tevâzu hâlini kâmil mânâda yaşamayı şöyle îzâh eder:
“Sabahleyin evinden dışarı çıktığında kime rastlarsan, kendinden üstün göresin. Tevâzu odur ki kim sana hak bir şey söylerse onu kabûl edesin ve senden aşağıdakileri kendinden üstün bilesin. Seni kötüleyenle medheden, katında eşit olsun…”
Nitekim Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Allah Teâlâ bana; «O kadar mütevâzı olun ki kimse kimseye böbürlenmesin; kimse kimseye zulmetmesin!» diye emretti.” (Müslim, Cennet, 64)
“Kim Allah Teâlâ’nın rızâsı için (Allâh’ın kullarına karşı) bir derece tevâzu gösterirse, bu sebeple Allah onu bir derece yükseltir...” (İbn-i Mâce, Zühd, 16)
Şâirin dediği gibi:
Mazhar-ı feyz olamaz düşmeyicek hâke nebât
Mütevâzı olanı rahmet-i Rahmân büyütür.
Yani:
“Tohum toprağa düşmedikçe büyüyüp bereketlenemez. Alçak gönüllü olanı Allah merhametiyle büyütüp yükseltir.”
Dipnot:
[1] Bkz. el-Kasas, 83.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları