Aldatan Bizden Değildir!

Hikâyeler

Helal ve harama dikkat, bizlere emanet edilen malın temizliği ve ahirette hesabının verilebilmesi açısından en zaruri bir mecburiyettir.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisâ, 29)

Resûlullah buyurdular:

“Aldatan bizden değildir." (Müslim, İman, 164)

Ebû Hanîfe Hazretleri, ticaretle geçinen hayli servet sahibi zengin bir kimse idi. Ancak ilimle meşgul olduğundan ticârî işlerini vekili vasıtasıyla yürütür, kendisi de yapılan ticaretin helâl dairesi içinde olup olmadığını kontrol ederdi. Bu hususta o derece hassastı ki, bir defasında ortağı Hafs bin Abdurrahman'ı kumaş satmaya göndermiş ve ona:

“-Ey Hafs! Malda şu şu özürler var. Onun için bunu müşteriye söyle ve şu kadar ucuza sat!” demişti.

Hafs da, malı İmâm'ın belirttiği fiyata satmış, ancak ondaki özrü müşteriye söylemeyi unutmuştu. Durumu öğrenen Ebû Hanîfe Hazretleri, Hafs'a:

“-Kumaşı alan müşteriyi tanıyor musun?” diye sordu.

HELAL VE HARAMA DİKKAT!

Hafs'ın, müşteriyi tanımadığını belirtmesi üzerine İmâm, malın tamamını sadaka olarak dağıttı. Zîrâ o, her hâliyle Peygamberimizin, Hz. Amr'a buyurduğu:

“Ey Amr, sâlih kişi için sâlih mal ne güzeldir!” (Ahmed b. Hanbel, IV, 197, 202) hakîkatini yaşamakta ve helâl ile harâm hususunda takvâ ölçüleriyle hareket etmekteydi. Çünkü helâl ve harama dikkat, bizlere emanet edilen malın temizliği ve âhirette hesâbının verilebilmesi açısından en zarûrî bir mecburiyettir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Ocak-2001

ALLAH'IN HELAL KILDIĞI HARAM KILINABİLİR Mİ?