Ali İhsan Yıldız Hoca Kimdir?
Ömrünü ilme vermiş bir âlim Kırşehirli Ali İhsan Yıldız Hoca'nın hayatı...
Kırşehir’de uzun yıllar manevî hizmetler yürüten Ali İhsan Yıldız Hoca 01 Haziran 2017 tarihinde dâr-ı bekâ’ya göç etti. Ali İhsan Yıldız Hoca, 1934’te Kırşehir’in Mucur ilçesi Medetsiz köyünde dünyaya gelmiş, hayatını ilme ve tasavvufa adamış tevazu sahibi bir âlimdi. Kendi ifâdesiyle daha Cumhuriyetin ilk yılları Kur’an hizmetlerinin, dini hayâtın zor yaşandığı dönemde köylerinde okul olmadığı için 7 yaşında iken babasından Kur’ân eğitimini almış, 1955 yılında da ilim tahsili için Kayseri’ye gitmiştir. Bu yıllarda hocası Kemal Keleş ile tanışıp onunla ilim yolculuğuna adım atmış, Kemal Efendi'den Arapça, Hadis, Fıkıh, Tefsir gibi ilimleri tahsil etmiş ve icâzet almıştır.
Kendi ifâdesiyle, hem ilim öğrenmiş hem de üç yıl kadar fahri vaizlik yapmış, öğrenimini tamamladıktan sonra 1962 yılında fahri olarak imam-hatiplik görevine başlamıştır. Sonradan imtihanla resmi olarak imam-hatip olarak görevine devam etmiştir.
"İLMİ ÇOK SEVERDİ"
Bu yıllarda Sâmi Efendi ile hocası Kemal Efendi sayesinde tanışmış, hocasının işâreti üzerine 1965 yılında İstanbul Erenköy’e giderek, Sami Efendi'ye intisâb etmiştir. Ali İhsan Hoca, 3 yıl vaizlik ve tam 31 yıl imamlık yapmak suretiyle 34 yıllık bir vazifeyi ifâ etmiş, imamlık yaptığı sırada çok sayıda talebe yetiştirmiştir. 1992 yılında Kemal Keleş Hocaefendi'nin vefatından sonra hizmet için vazifelendirilmiştir. Hayri, mânevi hizmetlere emek sarf etmiş ve öncülük etmiştir. İlmi çok seven Ali İhsan Hoca, Fıkıh ilmine âşinaydı ve çok severdi.
Her şeyden önemlisi sukût ehli bir kimse idi. Sohbetlerinde kalp mevzuuna çok değinir ve; “Ne zaman İstanbul’a ziyârete gitsek, Sâmi Efendi sohbetlerinde hep kalpten bahsederdi” der ve bu konuya önem verirdi. Üstâdları merhum Sami ve Mûsâ Efendileri çok sever, sohbetlerde yaşadığı hadiseleri sık sık ihvana anlatırdı.
"KUR'AN OKUMADAN RAHAT ETMEZDİ"
İslâm’ı azimetle yaşamaya gayret gösterir, Kur’ân ve sünnete titizlikle riâyet ederdi. Ehli ibâdetti. Ömrünün son ayını dizlerindeki rahatsızlığı sebebiyle yatakta geçirmiş olmasına rağmen ibadetlerini teyemmüm yaparak hiç aksatmayıp murakabe, tefekkür ve ümmete duâ halinde yaşamıştır. Ehl-i Kur’andı. Kur’an okumadan rahat edemezdi. Ehl-i sohbetti. Sohbetleri hiç aksatmaz, sohbet vakti gelmeden evvel gideceği yere kendisini almaya gelenleri yarım saat önceden heyecanla hazır bekler ve ömrünün son ânına kadar sohbetten ayırmaması için Allâh’a duâ ederdi.
Büyükler duâlarında; “Allâh sevsin, sevdirsin ve sevindirsin” derler ya gerçekten de Ali ihsan Hoca'yı gören ilgi duyar severdi. Duruşu, tevazuu, hilmi, hayâsı, zekâsı, herkese olan merhamet ve muhabbeti, insanlara karşı tutumu, nezaketi, kendisini tanısın tanımasın kim yanına gelmişse ilgi ve alâkası onu, sevenlerinin kalbine yerleştiren fârik vasıflarıydı. Hayatında “yok” kelimesini kullanmamaya gayret eden bir âlimdi Ali İhsan Hoca.
"GÜZEL BİR ÖMÜR YAŞADI"
Ömür nerede harcanırsa orada tükeniyor. İlim ile başlayan bir hayat ilim ile nihâyete erdi. Bu dünyâ fânidir. Elbet dünyaya gelen bir gün âlem-i bekâ’ya göç edecek. Önemli olan Rabbimizin rızâsını kazanarak, âhirette sevdikleriyle olabilmektir. Hoca bu gayretle güzel bir ömür yaşadı. 84 yaşında ömrünü noktaladı.
ALİ İHSAN HOCA'NIN ESERLERİ
Ali İhsan Hoca, kendisinden istifâde edilmek üzere 9 ilmî eser bırakmıştır. Bunlar: 1-Sorulu-cevaplı fıkıh. 2-Münebbihât (Askalânî-tercüme). 3-Tasavvuf risâlesi. 4-İlâhî Nasihatler. 5-Hadîs-i Erbaîn (Usfûrî-tercüme). 6-Yûsuf Aleyhisselâm. 7-Abdullatif (tercüme). 8-Dürret’ün-Nâsihîyn (tercüme). 9-Sohbet notları.
Cenâb-ı Hakk bizleri sevdiklerinden dünyâ ve âhirette ayırmasın. Ali İhsân Hoca'nın rûhu şâd olsun. Rûhu için Fâtihâ.
Kaynak: Hacı Yağmur, Altınoluk Dergisi, Sayı: 377, Temmuz 2017