Ali Paşa Camisi’nin Restorasyonunda Ortaya Çıktı

Ali Paşa tarafından 1572’de yaptırılan Tokat Ali Paşa Camisi’nin restorasyon çalışmaları sırasında ahşap mahfilin üzerinden 16. yüzyıldan kalma  bir eser ortaya çıktı.

Sultan 2. Selim döneminde Ali Paşa tarafından 1572 yılında yaptırılan Ali Paşa Camisi’nin restorasyon çalışmaları sırasında yağlı boya ile kaplı ahşap mahfilin üzerinden 16. yüzyıldan kalma ahşap üstü kalem işlemesi eser ortaya çıkarıldı.

HEYECAN VERİCİ

Tokat’ta 16. yüzyıl Osmanlı cami mimarisinin özelliklerini taşıyan 445 yıllık Ali Paşa Camisi’nde restorasyon çalışmaları yaklaşık 3 aydır devam ediyor. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından ihale edilerek yapılan restorasyon çalışmalarında boya ile üzeri kapatılan eserler gün ışığına çıkarılmaya başladı. Camide kadınların namaz kılması için tasarlanan mahfil bölümünde yapılan restorasyon çalışmalarında yağlı boya ile kaplı olan ahşap korkulukların altından kalem işlemesi desenler ortaya çıkarıldı. Vakıflar Tokat Bölge Müdürü Yılmaz Kılınç, 5 kat yağlı boya altından 16. yüzyıldan kalma ahşap üstü kalem işlemesi süslerin ortaya çıkarılmasının heyecan verici olduğunu söyledi.

“ŞU ANKİ NESİL BU SÜSLEMELERİ BİLMİYOR”

Koruma kurulunun camide inceleme yaptığını ifade eden Müdür Kılınç, alınacak olan izinle birlikte kalem işi süslemelerin canlandırılması çalışması yapacaklarını belirterek, “Şu anki nesil bu süslemeleri bilmiyor. İnşallah camimiz ibadete açıldığında 16 yüzyıldan kalma çiçek motifi süslemelerimiz gün yüzüne çıkarılmış olacak. 1939 ve 1943 yıllarında depremden sonra yapılan restorasyon çalışmalarında mahfilin yağlı boya ile boyandığı tahmin ediliyor. 5 kat boya kazındığında bu motifler ortaya çıktı. Bu herkese olduğu gibi bizlere de sürpriz oldu. Restorasyon çalışmalarında bir şeylerin çıkabileceğini tahmin ediyorduk ama bu kadar güzel ve özgün bir süslemenin çıkacağını tahmin edememiştik” dedi.

Öte yandan, ibadete kapatılan caminin eskiyen kurşun kaplama kubbeleri başta olmak üzere iç ve dış cephesinde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Caminin uzun yıllar kirlenen iç ve dış cephe duvarları ise özel bir temizleme tekniği olan mikro kumlama yöntemiyle temizlendi.

Kaynak: Star

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.