Ali Ulvi Kurucu Bey'in Hatıraları'nın 4. Cildi Çıktı

M. Ertuğrul Düzdağ'ın hazırlamış olduğu, Ali Ulvi Kurucu'nun her ânı dolu dolu geçen seksen yıllık hayatının anlatıldığı ‘Hatıralar’ kitapları son derece önem taşıyor. Hatıralar, son yüzyılın yazıl(a)mayan tarihine ışık tutacak değerli bir kaynak eser.

ali-ulvi-kurucu-hatiralar-2-5083-54408İlim tahsili ile geçmiş bir ömür, şiirlerle çağlamış bir gönül, yol gösterici aydın bir zihin… Hatıralar kitabıyla, Ali Ulvi Kurucu`nun gözünden, binbir farklı sesin çıktığı, temel sarsıcı tehlikelere maruz kalan 20. asır İslam dünyasını müşahede ediyoruz.

Dördüncü cildi geçtiğimiz günlerde çıkan Hatıralar’ın, ilk cildinde, Üstad Ali Ulvi Kurucu`nun çocukluk ve gençlik yıllarından, bugün dahi Konya çevresinde rahmetle anılan dedesi Hacı Veyis Efendi’den ve ailesinden bahsediliyor. Hacı Veyis Efendi`nin, din adına birçok musibetin yaşandığı dönemde, tebliğ faaliyetlerini aksatmadan devam ettiğine tanık oluyor ve çocukluğunu dedesinin yanında geçiren Üstad'a ders arkadaşlığı yapıyorsunuz.

ali_ulvi_kurucuKitabın ikinci cildi, Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun El Ezher Üniversitesi`ndeki tahsil hayatıyla başlıyor. Bu yıllarda, çeşitli vesilelerle Mısır`a gelen birçok zatla tanışıyor Üstad. Osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi ve İhsan Efendi`ye talebelik ediyor. Hatırat aynı zamanda Mustafa Sabri Efendi`nin hayatı, davası şahsiyeti hakkında en geniş ve muteber kaynak olma özelliğini taşıyor.

Üçüncü ciltte ise Medine`de geçirdiği yılları, Medine halkını, “mücavir” olmanın ne demek olduğunu anlatıyor, Ali Ulvi Kurucu Bey. Şehre gelen âlimler, liderler, edebiyatçılar kısacası birçok önemli şahısla yaptığı görüşmeleri anlatıyor Ali Ulvi Kurucu Hoca.

b_581Eserde, Mısır-İsrail savaşının çıkışını, 1960`lardaki Filistin`in hali, Müslüman Kardeşler`in kuruluşu, Mehmet Akif Ersoy`un Kur`an Meali`nin akıbeti, vatanlarına giriş çıkışı yasaklanan Osmanlı Hanedanı`nın vaziyeti, Mısırlı şairlerin sohbet meclisleri, arabeskin ortaya çıkışı, Bediüzzaman Hazretleri`nin hayatının yazılışına dair birçok konu tarihe not olarak düşülüyor.

İhsan Efendi ve yakın arkadaşı Mehmet Akif Ersoy, Topbaş Ailesi, Hasan el-Benna, Seyyid Kutup, Şeyh Şamil`in torunu Said Şamil Bey, Şeyh Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi, Filistin Müftüsü Emin el-Hüseyni, Miralay Sadık Sabri Bey, hatıratta yer alan güzel insanlardan bazıları.

Ali Ulvi Kurucu HatıralarEditör: M Ertuğrul DüzdağKaynak Kitaplığı, 1615 Sayfa 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Kampanya ya katilmak istiyorum

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.