Alimleri Tanımanın İncelikleri
İslam'a zarar veren alimleri kötülerken, genelleme yapmayalım, iyileri de aynı kazana atmayalım ki halkın ilim adamlarına karşı güveni sarsılmasın. Dikkat edelim, yanlışı tesbit çok kolaydır. Doğruyu tesbit çok zordur. Kendini yetiştirerek ümmete birer yıldız gibi yol gösteren alimler de vardır. Üstelik onlara çok da ihtiyacımız vardır.
Müslümanların bu gayr-ı islamî sistemlerde dev gibi sorunlarımız vardır. Bunlardan birisi de ilim ve alim sorunudur. Bu çok büyük ve çetrefilli bir meseledir. Bu sistem İslam’ın iyi öğrenilip uygulanmasını kendisi için tehlikeli görüp istemediğinden, din eğitimini yasaklamıştır. Açtıkları eğitim kurumları da yetersizdir. Bu bilerek yapılan bir ihanettir. Nitekim kötü meyvelerini de vermiştir. Bu yüzden halkın ilim ve ilim adamlarına karşı güveni sarsılmıştır.
Ama bunu konuşurken, yanlışları tesbit kadar, doğruları tesbit de önemlidir. Kendini yetiştirerek ümmete birer yıldız gibi yol gösteren alimler de vardır. Üstelik onlara çok da ihtiyacımız vardır. Aman dikkat; zarar veren alimleri kötülerken, genelleme yapmayalım, iyileri de aynı kazana atmayalım.
Yine dikkat edelim, yanlışı tesbit çok kolaydır. Doğruyu tesbit çok zordur. Hele bir de ortam müsaittir diyerek alimleri aşağılayan bir üslup yok mu? Mevcut olanları da bir kılıç darbesiyle bitirme yok mu? Eskiden bunu din ve şeriat düşmanı Batıcı kafirler yapardı. Şimdi iki kitap okuyan yeni yetmeler de yapıyor. Herkesi kesip biçiyorlar. Yahu bu İslam dünyasının bütün alimleri sapık mı? Bu ne haddini bilmez bir inkar ve aşağılama? Bu büyük bir sorun oldu maalesef.
İSLAM'IN İLK YAZILI KLASİK ESERLERİNİ OKUMALI-ÖĞRENMELİ
Bu ülkede yaşayıp da bu sıkıntıyı görmemek mümkün mü? Peki, öyleyse ne yapacağız?
Fikrim, öncelikle Arapçamız varsa İslam’ın ilk yazılan klasik eserlerinden İslam’ı okumaya, öğrenmeye çalışacağız. Sonra çağımızın bilgisinden de faydalanmak için çağdaş eserleri de okuyup mukayese yapacağız ve böylece faydalı yeniliklere açık olacağız. Arapça bilmiyorsak, kendimize itimat ettiğimiz alimleri rehber edinecek, yenileri onlara ters düşüp düşmeme testinden geçireceğiz. Eskileri nakzetmeyen yenileri, gelişmeleri de fikir ve ilim dağarcığımıza katacağız. Böylece eski ile yeniyi birleştirip, yeni güzelliklere uçacağız.
Bizde mesela Ömer Nasuhi Bilmen, akaid, kelam, fıkıh ve tefsirde rehber alınacak bir alimdir. Belki fırtınalı bir dönemi böyle bir metot ile atlatabiliriz.
Kaynak: Cemal Nar, Altınoluk Dergisi, 362. Sayı, Nisan 2016