“Allah Hainleri Sevmez” (Enfal Suresi, 58) Ayetinin Açıklaması

“Allah hâinleri sevmez” ayetindeki hâinden kasıt nedir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

“ALLAH HÂİNLERİ SEVMEZ” AYETİNİN TEFSİRİ

Enfâl sûresinde buyrulur:

“Eğer anlaşma yaptığın bir topluluğun hâinlik yapmasından gerçekten endişe edersen, aynı şekilde sen de artık anlaşmanın geçersiz olduğunu resmen kendilerine bildir ki iki taraf da durumdan tam haberdâr olsun. Doğrusu Allah hâinleri sevmez.” (Enfâl sûresi, 58)

Tefsir:

  1. Eğer anlaşma yaptığın bir topluluğun hâinlik yapmasından gerçekten endişe edersen, aynı şekilde sen de artık anlaşmanın geçersiz olduğunu resmen kendilerine bildir ki iki taraf da durumdan tam haberdâr olsun. Doğrusu Allah hâinleri sevmez.
  2. İnkâr edenler, yaptıklarının yanlarına kalıp, kendilerini yakalayamayacağımızı ve böylece cezamızdan kaçıp kurtulacaklarını sanmasınlar. Çünkü onlar, bizim elimizden asla kurtulamazlar.
  3. âyette geçen اَلنَّبْذُ (nebz) kelimesi dinî bir terim olarak, “Bir devletin anlaşma yaptığı başka bir devletle ilişkilerini kestiğini resmen haber verip ilan etmesidir.” Dolayısıyla bu ayet, İslâm’ın uluslar arası ilişkilerde çok mühim bir kaidesini bildirmektedir. Buna göre herhangi bir tarafla antlaşma yapan kimse, süre bitinceye kadar antlaşmaya bağlı kalacaktır. Fakat karşı tarafın tutum ve davranışlarından ciddi endişe verici ve ahdi bozmayı gerektirici bir takım işaretler, alametler ve sebepler ortaya çıkarsa antlaşmayı bozabilir. Ancak bunu tek taraflı bir kararla yapması hukuka aykırıdır; mutlaka karşı tarafa haber vermesi gerekir. Bu sebeple ayet, bir taraftan Müslümanların anlaşmalı oldukları kimselere, sanki aralarında hiç anlaşma yokmuş gibi davranmalarını yasaklamakta, diğer taraftan da yine Müslümanlara henüz karşı bir müdâhalede bulunmadan önce anlaşmanın bittiğinden diğer tarafı haberdar etmelerini emretmektedir. Böyle yapılmadığı takdirde, karşı taraf anlaşmanın hala yürürlükte olduğunu sanıp haksız bir muameleye tabi tutulabilir. Bu ise doğru değildir. Çünkü Allah, kim yaparsa yapsın, hıyânet edenleri sevmez.

İslâm hak ve adâlet dinidir. Herkesin hak ve adâlete uygun davranmasını, hak ve adâlete teslim olmasını ister. Bu bakımdan yapılan antlaşmalara riâyet hususunda, karşı tarafın kâfir olup olmadığına bakılmaksızın, Müslümanlara bağlayıcı talimatlar verir. Bu talimatların, İslâm’ın bekâsı ve hidâyete muhtaç kişilerin İslâm’la buluşması açısından çok büyük bir ehemmiyeti vardır. Ancak İslâm düşmanları olan kâfirler, Müslümanları da bağlayan bu hususi hükümlerden hareketle fırsat bulup öne geçeceklerini, kaçıp kurtulacaklarını, galip olacaklarını sanmamalıdırlar. Çünkü Allah’ı aciz bırakmaları mümkün değildir. Allah onları, bu gün olmasa yarın, er geç yakalayacak ve cezalarını verecektir.

Kaynak: kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

TEVBE SURESİNİN 2. AYETİ NE ANLATIYOR?

Tevbe Suresinin 2. Ayeti Ne Anlatıyor?

HADİSLERDE GEÇEN "ALLAH'IM! AÇLIKTAN VE HAİNLİKTEN SANA SIĞINIRIM" DUASI

Hadislerde Geçen "Allah'ım! Açlıktan ve Hainlikten Sana Sığınırım" Duası

KÂFİRLER CEHENNEMDE EBEDÎ Mİ KALACAKLAR?

Kâfirler Cehennemde Ebedî mi Kalacaklar?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.