Allah (c.c) Nelerin Üstüne Yemin Etmiştir?
Allah (c.c) Kuran'da nelerin üstüne yemin etmiştir? Madde madde Allah'ın Kuran'da üzerine yemin ettiği şeyler ve yeminlerin geçtiği ayetler... (Ayetler isimlerini tıklayarak tefsir ve meallerine ulaşabilirsiniz.)
Cenâb-ı Hakk’ın bir varlık üzerine yemin etmesi; kimi yerde, üzerine yemin edilen varlıkların kıymet ve şereflerini bildirirken, kimi yerde de, o yeminden sonra ifâde edilen ilâhî beyânın azamet ve ehemmiyetini gösterir. Bu yeminlerden maksat, zihin ve kalplerin âyet-i kerîmelerde zikredilen ilâhî azamet tecellîleri ve kudret akışları üzerinde yoğunlaştırılması, gönüllerde mârifetullâha pencereler açılması, kalplerin ilâhî hakîkatlerle ürperip duygu derinliğine ulaşması ve böylece kulun Cenâb-ı Hak ile dostlukta bir merhale kazanmasıdır.
ALLAH (C.C) KURAN'DA NELERİN ÜZERİNE YEMİN ETMİŞTİR?
Bu yeminleri şu şekilde özetleyebiliriz:
- Allah kendi zâtına (Nisâ Sûresi 65; Yûnus Sûresi 53; Hicr Sûresi 92; Meryem Sûresi 68; Sebe’ Sûresi 3; Zâriyât Sûresi 23; Tegābün Sûresi 7; Meâric Sûresi 40, Leyl Sûresi 3),
- Kur’ân’a (Vâkıa Sûresi 77; Tûr Sûresi 2; Yâsin Sûresi 2; Sâd Sûresi 1; Zuhruf Sûresi 2; Kâf Sûresi 1; Duhân Suresi 2),
- Peygamberlerin yaşadığı veya vahyin geldiği beldelere (Tûr ve Mekke) (Tûr Sûresi 1-3; Beled Sûresi 1, Tin Suresi 3),
- Meleklere (Sâffât Sûresi 1; Nâziât Sûresi 1-2, Zâriyât 4),
- Allah yolunda koşanlara (Âdiyât Sûresi 1),
- Kıyâmet gününe (Kıyâmet Sûresi 1),
- Kaleme (Kalem Sûresi 1),
- Gökyüzüne (Burûc Sûresi 1; Târık Sûresi 1, Zâriyât 7),
- Güneşe (Şems Sûresi 1),
- Aya (Şems Sûresi 2; Müddessir Sûresi 32),
- Geceye (Leyl Sûresi 1),
- Gündüze (Leyl Sûresi 2),
- Fecre (sabaha) (Fecr Sûresi 1),
- Kuşluk vaktine (Duhâ Sûresi 1),
- Asra (zamana) (Asr Sûresi 1),
- Yıldıza (Necm Sûresi 1),
- Havaya (Zâriyât Sûresi 1) ve
- Bitkilere (zeytin ve incir) (Tîn Sûresi 1) yemin etmiştir.
Kur’ân, âlemlerin Rabbi sıfatıyla Allah’tan, kullarına gelen İlâhî kelâmlar mecmuâsıdır. Bizim fikir, algılama ve anlayış seviyemize inen Kur’ân-ı Hakîm’in, âyetlerinde ve beyanlarında yeminli ifâdelere yer vermesi de bizim algıladığımız biçimde anlaşılırlığını, ciddiyetini ve sözlerinde hilâfı olmadığını anlamamızı sağlamak içindir. Cenâb-ı Hak, bazen yeminle âyetlerini doğrulamış ve kuvvetlendirmiş; bazen de bir takım varlıkları yemin konusu yaparak bu varlıkların insanlık için değerine ve kıymetine işâret etmiş ve dikkatleri bu varlıklar üzerine çekmiştir.
Cenâb-ı Allah, insanların âyetlere olan îmân ve güvenlerini temin etmek, verdiği haberleri kuvvetlendirmek, önemli varlıklar ve nesneler üzerinde tefekkürü teşvik etmek, önemli nîmetleri hatırlatmak; Kur’ân’ın, Kur’ân’ın verdiği haberlerin, kıyâmet gününün, âhiret gününün, öldükten sonra dirilişin, hesabın, cennetin ve cehennemin hak olduğu konusunda, insanları iknâ etmek ve bunlarda muhtemel şek ve şüpheyi ortadan kaldırmak gibi hikmetlerle, âyetlerini yeminli ifadelerle takviye etmiştir.
Konuya mânâ-yı ismiyle değil, mânâ-yı harfiyle bakmamız gerekiyor. Yani, Allah’ın üzerine yemin ettiği her şey, kendi başlarına değerli değil, Allah’ın yaratmış olması itibariyle yücedir, değerlidir ve kıymetlidir. Cenâb-ı Allah Kendi Zâtının yüceliğini bildirmek ve isim ve sıfatlarının tecellilerinin kemâlini ve eşsizliğini göstermek için varlıklar üzerine çeşitli şekillerde dikkatleri çekmiştir. Her şey Allah’ın kudretinin ve hilkatinin eşsiz şekilde tecellisi ve tasarrufu değil midir? Zatı Yüce olan Cenâb-ı Allah, eşsiz ve sayısız isim ve sıfatlarının eseri olan mevcudat üzerine yemin etmekle, aslında kudretinin ve hilkatinin muhtelif tecellilerine, dolayısıyla kudretinin azametine, hikmetinin kemâline, rahmetinin kuşatıcılığına, hilkatinin benzersiz güzelliğine yemin etmiş olmaktadır. (bk. Nursi, Mektubat, s. 378)
YORUMLAR