Allah'a (cc) Yaklaştıran Vesileler
Allah'a (cc) yaklaştıran vesileleri bilir ve onları birer nimet olarak görürsek en büyük mükafatımız bu olur. En büyük gayemiz Allah'ın (cc) rızasını elde etmek ise neden vesilelere sarılmayalım ki?
Bir kudsî hadîste şöyle nakledilir:
“Allah Teâlâ kıyâmet gününde şöyle buyurur:
«–Ey Âdemoğlu! Hastalandım, Ben’i ziyaret etmedin.»
Âdemoğlu:
«–Sen Âlemlerin Rabbi iken ben Sen’i nasıl ziyaret edebilirdim?» der.
Allah Teâlâ:
«–Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, Ben’i onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun?
Ey Âdemoğlu, Ben’i doyurmanı istedim, doyurmadın.» buyurur.
Âdemoğlu:
«–Sen Âlemlerin Rabbi iken ben Sen’i nasıl doyurabilirdim?» der.
Allah Teâlâ:
«–Falan kulum senden yiyecek istedi, vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini Ben’im katımda mutlakâ bulacaktın. Bunu bilmez misin?
Ey Âdemoğlu! Senden su istedim, vermedin.» buyurur.
Âdemoğlu:
«–Ey Rabbim! Sen Âlemlerin Rabbi iken ben Sana nasıl su verebilirdim?» der.
Allah Teâlâ:
«–Falan kulum senden su istedi, vermedin. Eğer ona istediğini verseydin, verdiğinin sevâbını katımda bulurdun, bunu bilmez misin?» buyurur.” (Müslim, Birr, 43)
Velhâsıl hastası, fakiri, garibi, yetimi, yoksulu, aç kalanıyla bugün önümüzdeki Suriyeli din kardeşlerimiz, bizi Hakk’a yaklaştıracak en güzel vesîle…
Dolayısıyla bu Ramazân-ı Şerîf’te Suriyeli kardeşlerimizle daha çok hemhâl olmak, dertlerine derman olmaya gayret etmek, en öncelikli vazifelerimizden biri olmalıdır.
Çünkü Suriyeli kardeşlerimiz, bize zimmetli. Onlarla din kardeşliğinin gerektirdiği yakınlığı kurmamız gerekiyor. “Ama benim onlara yardım edecek maddî bir imkânım yok!” diyenler için de Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de;
“قَوْلاً مَيْسُوراً”[1] yani “gönül alıcı, rûhu dinlendirici, tesellî edici bir söz” söylemeyi emrederek, insanın her hâlükârda yapabileceği bir şeyler olduğunu ifâde buyuruyor.
Evet, Suriyeli kardeşlerimiz, bizlere Cenâb-ı Hakk’ın göndermiş olduğu Tanrı misafirleridir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de şöyle buyurmuşlardır:
“Allâh’a ve âhiret gününe îman eden kimse, misafirine ikram etsin.” (Müslim, Îman, 77)
Diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyrulmaktadır:
“Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ onları hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde, kendi (Arş’ının) gölgesiyle gölgelendirir… (Bu sınıflardan biri de) birbirlerini Allah için seven (birbirlerinin dert ortağı olan), bir araya gelişleri ve ayrılışları bu muhabbetle gerçekleşen iki kişidir…” (Buhârî, Ezân, 36)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Genç Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Haziran Sayı: 129
YORUMLAR