Allah’a İman Edenler Dünyada Ne Kazanırlar?
Allah’a iman edenler dünyada ne kazanırlar? Allah’a iman eden kişinin dünyada kazandıkları...
Allah’a inanmanın insanın pratik hayatında, şahsiyet gelişimine ve mutluluğuna çok önemli ve olumlu katkıları vardır. Bunların başlıcalarını şöyle sıralamak mümkündür:
ALLAH’A İMAN EDENLERİN DÜNYADA KAZANDIKLARI
- Allah’a inanmak, insanı güzel ameller işlemeye ve doğru yola sevkeder. Çünkü dünyada yaptığı iylik ve kötülüklerin karşılığını alacağını bilir.
وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ يَهْدِ قَلْبَهُ
“...Kim Allah’a inanırsa Allah onun kalbini doğruya götürür...”[1]
- Allah’a inanan bir kimse, her şeyi bilen, her şeyi gören ve gözeten bir yaratıcının bulunduğunu bilerek kötülüklerden uzaklaşır. Allah’ın emir ve yasaklarına tam itaat eder.
- Allah’a inanan kişi, parayı, makamı, şöhreti ve insanları putlaştırmaz.
- Allah’a inanan kişi, yegâne rızık verenin Allah olduğunu bilir. O sebeple cimrilik, hırs, aç gözlülük ve tamah gibi çirkin davranışlardan uzaklaşır. Malın ve mülkün gerçek sahibinin Allah olduğu bilinciyle cömertlik, ikram ve fedâkarlık gibi güzel davranışlara yönelir.
- Allah inanmak kişiye yiğitlik, cesaret, ölümden korkmama gibi faziletler kazandırır. Şehitlik, Allah’a inanan bir kimse için, ulaşılacak yüce bir mertebe olarak kabul edilir.
- Allah’a iman, kişide yaratılıştan var olan yüce bir yaratıcıya inanma ve sığınma hissini tatmin ettiğinden gönül huzuru sağlar. Huzura kavuşan kişi de hayattaki problemlerine kolayca çözüm bulur. Bulamazsa da sabretmesini bilir, ümitsizliğe ve ruh çöküntüsüne düşmez. Zira günümüzde psikolojik rahatsızlıkların hatta intiharların en başta gelen sebeplerinden biri inançsızlık veya iman zaafıdır.
- Allah’a inanmış bir insana göre, merhamet ve kardeşlik kavramı, yeryüzündeki bütün insanları içine alır. Çünkü hangi ırka, hangi millet ve kültüre mensup olursa olsun bütün insanlar Allah’ın kullarıdır.
Özetle söylemek gerekirse, Allah’a bilerek, anlayarak ve isteyerek inanan bir kişi huzurlu, sorumluluk ve güven duygusuna sahip, dürüst, başkalarına zarar vermeyen merhametli bir kimsedir. Allah’a inanan, kendisi için istediğini başkaları içinde ister ve herkesi sever. Yunus Emre’nin de ifade ettiği gibi “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü” şuuru ve hissiyle yaşar.
[1] Tegabün sûresi, 11. ayet