Allah'a Yaklaştıracak İlim

İlim talebi ibâdettir. İlmin müzâkere­si tesbihtir. İlimden bahsetmek cihâttır. Ve bilmeyene öğretmek sadakadır. Ve ehline bezletmesi kurbettir. İlim, helâl ve haramın nişancısı ve ehl-i cennet yolunun delilidir. İlim vahşette enîstir ve gurbette musâhib, yoldaştır. Gam ve surûrda delildir. İlim düşman üzerine silâhtır. Ve dostlar yanında zînettir.

Allah Teâlâ buyuruyor:

“Ey Ümmet! Sizden bir cemâat olsun ki o cemâat nâsı hayra davet ve mâruflarla emir ve münkerâttan nehyetsin. İşte şu hayra davet edip emr-i bi'l-mârûf ve nehy-i ani'l-mün­kerle meşgul olanlar ancak felah bulup azâbdan kurtulanlardır.” (Âl-i İmran Sûresi, 104)

Yani, millet-i İslâmiyye arasında halka her hususta öğüt verecek ve nazar-ı şerîatta caiz olan ile olmayanı bildirecek bir cemâat olmak lâzımdır. İşte öğüt verenler ve öğüt dinleyenler dünyâda ve âhirette felahyâb olanlardır.

Emr-i bi'l-mârûf farz-ı kifâye olduğundan ümmetten ba­zılarının bu vazifeyi ifâ etmesiyle diğerlerinden farz sakıt olur. Eğer emr-i bi'l-mârûf külliyyen terk edilirse Ümmet-i Muhammed'in cümlesi günahkâr olur.

İSLAM'IN İLME VERDİĞİ ÖNEM

Muâz -radıyallahu anh-, Hazret-i Pey­gamber -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem-'den rivayet eder: Buyurmuştur ki:

“İlim öğrenmekle Bâri Teâlâ'nın azamet ve celâlini bilip havf u haşyet hâsıl olur.

İlim talebi ibâdettir. İlmin müzâkere­si tesbihtir. İlimden bahsetmek cihâttır. Ve bilmeyene öğretmek sadakadır. Ve ehline bezletmesi kurbettir. İlim, helâl ve haramın nişancısı ve ehl-i cennet yolunun delilidir. İlim vahşette enîstir ve gurbette musâhib, yoldaştır. Gam ve surûrda delildir. İlim düşman üzerine silâhtır. Ve dostlar yanında zînettir.

Allahu Teâlâ Hazretleri nice kavmi ilim ile ref eyler, yükseltir. Ve hayratta onları muktedâ bih eyler.

Melâike-i kiram, ehl-i ilmin dostluğuna rağbet ederler ve kanatlariyle ikramen mesh edip okşarlar. Melekler ehl-i ilim için istiğfar ederler ve hattâ denizdeki balıklar ve hayvanât dahî onların yarlığanmasını isterler. Çünkü ilim kulûbün hayâtıdır. (Kalblerin ölümü de cehildir.)

İlim gözlerin çerağıdır. Allahu Teâlâ ilmi süadâya ilham eyler.” (İmâm Birgivî, Tekmile, 48)

Ebû Zer -radıyallahu anh- rivayet eder.

Rasûl-i Ekrem -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuştur:

“Yâ Ebâ Zer! Sabahladıkta Kitâbul­lah'tan bir âyet öğrenmek sana yüz rekat nafile namaz kılmaktan hayırlıdır. Ve sabaha girip ilimden bir bâb öğrensen sana bin rekat namaz kılmaktan hayırlıdır.”

Abdullah İbn-i Ömer -radıyallahu anh-, Rasûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem-'den rivayetle buyurmuştur ki:

“İbâdetin efdali fıkıh ilmini öğrenmek ve diyanetin efdali­ perhîzliktir. Yani haram şeylerden sakınmaktır.”

Nitekim hadîs-i şerîfte buyurulmuştur:

“Haram olan şeylerden hazer et, nâsın en âbidî olursun.” (Tirmizî, no: 2305)

DÜNYANIN KIVAMI DÖRT ŞEYLEDİR

Hazret-i Alî -radıyallahu anh- buyurmuştur ki:

Dünyânın kıvamı dört şey iledir:

1- Âlim, ilmiyle âmil olmaktır.

2- Câhil, teallümden (ilim öğrenmekten) istinkâf etme­mektir.

3- Ganî, malında buhul etmemektir.

4- Fakir, dünyâsı için âhiretini satmamaktır.

Eğer ki âlim ilmiyle âmil olmazsa, câhil ilim öğrenmekten vazgeçerse, zengin malında buhlederse, fakir de dünyâsı için âhiretini satarsa:

“Helak onlar için yetmiş kerre.”

Ramazanoğlu M. Sâmi, Musâhabe-1, s. 62-78

Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Altınoluk Dergisi, 380. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.