Allah’a Yaklaştıracak Vesileler
Kulu Cenâb-ı Hakk’a vâsıl edecek vesîleler, nefeslerin sayısı kadar çoktur. Mühim olan, Hakk’a vuslat arayışı içinde yaşamaktır.
Mâlumdur ki, bir evde farklı istikâmetlere bakan pencerelerden görülen manzaralar aslâ bir değildir. Hâl böyle olunca, bir kimsenin karşılaştığı bir hâdisede sergilemiş olduğu davranış, onun hayata hangi pencereden baktığının, hangi sese kulak verdiğinin de bir işareti mevkiindedir.
ASIL GİDECEĞİMİZ YURT
Dünyaya imtihan nazarıyla bakabilenler, onda âhirete sermaye olmak husûsiyetinden başka bir kıymet görmemişlerdir. Çünkü asıl yurdumuz bu âlem değil, öbür âlemdir. Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur:
“Dünyada misafir gibi olun! Mescidleri ev ittihâz edin! Kalplerinizi rikkate (incelik, zarâfet ve hassâsiyete) alıştırın! (İlâhî azamet ve kudret akışlarını) çok tefekkür edin ve (ilâhî nîmetlere lâyıkıyla şükredememek endişesiyle) çok ağlayın! Nefsânî arzularınız sizi değiştirmesin!..” (Ebû Nuaym, Hilye, I, 358)
BİR VELİNİN YOLUNDA YÜRÜ!
Hazret-i Mevlânâ buyurur:
“Ey yol yordam bilmeyen! Yollarda şaşkın şaşkın dolaşmak istemiyorsan, bir ceylân gibi seni tarifsiz güzelliklere götüren bir velînin yolunda yürü! Yoksa hem gülistânı uzaktan bir ateş yığını zannederek güzelliklerden mahrum kalırsın; hem de dünya çölünde gördüğün serapların peşinde koşarsın. Ancak âb-ı hayat zannettiğin o seraplar, senin boğazını tıkayacak kızgın kumlardan başka bir şey değildir!..”
“Eğer bu hâle düşmek istemiyorsan, gönül kulağına gaflet pamuğu tıkama! Hak dostlarının sözlerine kulak ver de Hazret-i Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellam-’in yolunun Kıtmîr’i ol!”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, 137. Sayı, Temmuz 2016