Allah'ı Sevdiğini İspatlama Testi
Allâh’ı ve Rasûlullâh’ı seviyorsak, bunun testi nedir? Bunun imtihanı ve ispatı ne iledir?
Âyet-i kerîmede buyurulur: “Sevdiklerinizden vermedikçe «birr»e (hayrın kemâline) vâsıl olamazsınız…” (Âl-i İmrân, 92)
Yine güzel ahlâk: Yani bencillikten, cimrilikten kurtulmak; fedâkârlık ve cömertlik gösterebilmek… Bunları gerçekleştiremedikçe, hayrın kemâline ulaşmak mümkün değil.
Güzel ahlâk, Allâh’ın ahlâkıyla ahlâklanmaya çalışmaktır. Bu, tasavvufun tariflerinden de biridir.
Rabbimiz; bize Rahmân ve Rahîm isimlerini telkin ediyor, Zâtının sonsuz merhametini hatırlatıyor ve bizden de merhametli olmamızı istiyor. Hadîs-i şerifte buyurulur:
“Merhametli olan kişiye Allah merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki gökyüzündekiler de size merhamet etsin…” (Tirmizî, Birr, 16; Ebû Dâvud, Edeb, 58)
Rabbimiz bize mağfiretini hatırlatıyor. Bağışlamasını hatırlatıyor ve kardeşlerimizin kusurunu affetmemizi bizden istiyor:
“Allâh’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?” (en-Nûr, 22)
Bu âyet-i kerîmenin sebeb-i nüzûlü çok ibretlidir. Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-, Mıstah adlı fakir bir muhâcire yardım ederdi. Bu kişi; Hazret-i Âişe’ye iftira yaygarasına karışınca Hazret-i Ebûbekir, Mıstah’a yardım etmeyeceğine dair yemin etti. Bunun üzerine Mıstah zor duruma düştü. Cenâb-ı Hak, bu yemine râzı olmadı. Onu affetmesini istedi. Hazret-i Ebûbekir de affetti.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Sayı: 161