Allah'ın Huzurunda Hüsrana Uğramak İstemiyorum!
Dünyada iken ibadetlerimizde neye dikkat etmeliyiz ki Allah'ın (c.c) huzurunda hüsrana uğramayalım? Hadisi şerifte geçen müjde...
Kul, namazlarını Allâh’ın râzı olduğu şekilde edâ etmişse kurtuluşa ereceğini, aksi hâlde hüsrâna uğrayacağını haber vermiştir.[1]
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Rükûsuz (namazsız) bir dinde hayır yoktur.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Harâc, 25-26)
Yine bir başka hadîs-i şerîflerinde; hesap gününde ibadetlerden ilk sorulacak suâlin “namaz” hakkında olacağını, eğer kul, namazlarını Allâh’ın râzı olduğu şekilde edâ etmişse kurtuluşa ereceğini, aksi hâlde hüsrâna uğrayacağını haber vermiştir.[1]
SON NEFESİNDE DAHİ TEMBİH ETTİ
Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- son nefeslerini verirken de üç defa; “Namaz hususunda Allah’tan korkunuz!” buyurmuştur. Ardından bazı tavsiyelerde bulunduktan sonra yine “Namaz, namaz!..” diye tekrarlayarak muazzez rûhunu Rabbine teslîm etmiştir.[2]
Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- suikaste uğrayıp ağır yaralandığında, kan kaybından bayılıyor, kendisini bir türlü ayıltamıyorlardı. Fakat namaz vakitleri girdiğinde biri kulağına eğilip;
“–Namaz yâ Ömer, namaz!” diye seslenince, hayret verici bir irâdeyle ayılıyor ve o hâliyle namazını edâ ediyordu. Ardından da:
“–Namazı olmayanın İslâm’da yeri yoktur!” deyip tekrar kendinden geçiyordu.
ÇOKCA SECDE EDEREK KENDİNE YARDIMCI OL
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin kapısında geceleyen, Oʼna abdest suyunu hazırlayıp lâzım olan şeyleri getiren[3] Rebîa bin Kâʻb (Ebû Firâs) -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün bana:
“‒Benden iste, vereyim.” buyurdu. Ben de:
“‒Yâ Rasûlâllah! Müsâade buyurun, bir düşüneyim, durumuma bir bakayım.” dedim. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“‒Peki, düşün, durumuna bak.” buyurdu.
Düşündüm ve kendi kendime;
“Dünyaya âit menfaatler çabuk bitip tükenir. Ben, kendim için, âhiretle alâkalı bir faydayı tercih etmekten daha hayırlı bir şey görmüyorum.” dedim. Sonra da Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûr-i âlîlerine çıktım. Bana:
“‒İhtiyacın nedir?” buyurdu.
“‒Yâ Rasûlâllah! Bana şefâat et de Rabbin -azze ve celle- beni Cehennemʼden âzâd eylesin!” dedim. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“‒Böyle demeni sana kim söyledi?” buyurdu.
“‒Vallâhi yâ Rasûlâllah, kimse söylemedi. Lâkin durumuma baktım ve gördüm ki; dünya, ehlinin elinde durmuyor, hemen zevâl buluyor. Bu sebeple âhiretim için bir şey istemek, bana daha sevimli geldi.” dedim.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:
“‒O hâlde çok secde ederek kendin için bana yardımcı ol!” buyurdu. (Ahmed, IV, 59; Bkz. Müslim, Salât, 226)
[1] Tirmizî, Salât, 188/413; Nesâî, Salât, 9/462.
[2] Bkz. Beyhakî, Şuab, VII, 477.
[3] Bkz. İbn-i Sa‘d, IV, 313
Kaynak: Osman Nuri Topaş, Genç Dergisi, Yıl: 2021 Ay: Ocak Sayı: 172