Allah’ın Kitabına ve Peygamberinin Sünnetine Bağlılık

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Allah’ın Kitabına ve Peygamberinin Sünnetine Bağlılık” başlığıyla yayınlandı.

“Allah’ın Kitabına ve Peygamberinin Sünnetine Bağlılık” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, “Din-i Mübin-i İslam’ın iki kaynağı vardır; bunlardan birisi Kur’an, diğeri sünnettir” denildi.

Hutbede, Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in Müslümanlar için en güzel örnek olduğu ifade edildi. Allah’a ve Resûlullah’a gönülden itaat eden bir müminin, hak ve adaletin yanında, haksızlık ve zulmün karşısında duracağı vurgulandı.

İşte 27.05.2022 tarihli cuma hutbesi.

KUR’AN VE SÜNNETE BAĞLILIK

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:  “Nitekim aranızdan size bir peygamber gönderdik: O size ayetlerimizi okuyor, sizi arıtıp temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor; yine size daha önce bilmediklerinizi öğretiyor.” [1]

Okuduğum hadis-i şerifte Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” [2]

Aziz Müminler!

Cenab-ı Hak, insanoğlunu en güzel biçimde yaratmıştır. Dosdoğru yolunu göstermek üzere hidayet elçileri görevlendirmiş, katından yüce kitaplar indirmiştir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) nübüvvet zincirinin son halkasıdır. Hz. Âdem’le başlayan ilahi vahiy Peygamberimize nazil olan Kur’an-ı Kerim’le taçlanmıştır.

Kıymetli Müslümanlar!

Resûl-i Ekrem (s.a.s), bizler için yegâne hayat ölçüsü ve en güzel örnektir. Ona inanmak ve tabi olmak, imanımızın gereğidir. Allah Resûlü’nün sünnetini hayatımıza taşımak, Rabbimize olan sevgimizin nişanesidir. O’nun rızasını ve mağfiretini kazanma vesilesidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Resûlüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” [3]

Değerli Müminler!

Din-i Mübin-i İslam’ın Kur’an-ı Kerim’den sonra ikinci kaynağı sünnettir. Sünnet-i seniyye, Efendimizin örnek hayatı, davranışları ve sözleridir. Allah Resûlü (s.a.s), söz ve davranışlarıyla Kur’an-ı Kerim’de bildirilen hakikatlerin izahını yapmıştır. Kur’an onun sünnetiyle anlaşılmış, yine onun örnekliğinde hayat bulmuştur. Kur’an bize imanı emretmiş; sünnet, imanı kemale erdirmenin yollarını göstermiştir. Kur’an, bize ibadetleri; namazı, orucu, haccı, zekâtı emretmiş; sünnet, bu ibadetleri nasıl yerine getireceğimizi öğretmiştir. Kur’an, bize güzel ahlâkı emretmiş; sünnet ise kıymetli ve uyulmaya layık bir ahlak modeli sunmuştur.

Muhterem Müslümanlar!

Kur’an ve sünneti rehber edinen bir mümin, imanına şirk bulaştırmaz; Rabbine verdiği ahde, vefa gösterir. İbadetlerini vaktinde ve samimiyetle eda eder. Salih amel ve güzel ahlakla ömrünü bereketlendirir.

Allah’a ve Resûlullah’a gönülden itaat eden bir mümin, hak ve adaletin yanında, haksızlık ve zulmün karşısındadır. Asla gönül incitmez; elinden ve dilinden bütün insanlar emindir. Mümin, cana yakındır. Yumuşak huylu ve kolaylaştırıcıdır. Güzel bir sözün, içten bir tebessümün sadaka olduğunun bilincindedir. O, işini sağlam ve güzel yapar. Helal lokmanın bereketini unutmaz, kazancına haram bulaştırmaz.

Aziz Müminler!

Bugün Kur’an ve sünnetin rehberliğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. O halde, hidayet rehberimiz Kur’an’a sımsıkı sarılalım, Sevgili Peygamberimizin sünnetini rehber edinelim. Kur’an ve sünnetin önüne hiçbir anlayışı geçirmeyelim. Kurtuluş reçetemizin Kur’an ve sünnette olduğunun bilincinde olalım. Kur’an ve sünnetten ilham alarak, İslam medeniyetini yeniden inşa etmek için gayret gösterelim.

Kıymetli Kardeşlerim!

Kahraman Mehmetçiğimiz, vatanımızı ve milletimizi müdafaa için canı pahasına mücadeleye devam etmektedir. Cenâb-ı Hak, mazlum, mağdur ve kimsesizlerin umudu olan şanlı ordumuza nusret ihsan eylesin. Birliğimizi ve beraberliğimizi daim eylesin. Mukaddesatı uğruna fedâ-yı cân eyleyen aziz şehitlerimize rahmet eylesin. Gazilerimize acil şifalar lütfetsin.

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/151. [2] Muvatta’, Kader, 3. [3] Al-i İmran 3/31.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN SÜNNETİNE UYMAK ŞART MI?

Peygamberimizin Sünnetine Uymak Şart mı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.