Allah'ın Mağfireti ve Muhabbetine Götüren Vesile

İnsan için, muhabbetin tahsîs edilmesi gereken yegâne varlık, kâinâtın yaratıcısı Allâh Teâlâ’dır. Habîb-i Ekrem Efendimiz’e olan muhabbetimiz ise, bizi Allâh’ın mağfireti ve muhabbetine götüren en mühim bir vesîle ve vâsıtadır.

Ol Seyyidü’l-kevneyn Muhammed Mustafâ’ya salavât!

Ol Resûlü’s-sekaleyn Muhammed Mustafâ’ya salavât!

Ol İmâmu’l-Harameyn Muhammed Mustafâ’ya salavât!

Ol Ceddü’l-Haseneyn Muhammed Mustafâ’ya salavât!..

PEYGAMBERİMİZE MUHABBET BESLEMENİN EHEMMİYETİ

Beşerî muhabbet merhalelerinde ulaşılabilecek zirve, Resûlullâh  -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e duyulan muhabbettir. İnsanlığın muhabbet meyline O’ndan daha lâyık bir insan tasavvur olunamaz. Zîrâ:

- Bütün mahlûkât varlığını, Allâh Teâlâ’nın O’na olan muhabbetine borçludur.

- Allâh Resûlü, insanlar ve cinler âlemini ezelî ve ebedî hakîkatle tanıştırarak onların, âhiretteki sonsuz azaptan kurtulmalarına vesîle olmuştur.

- Allâh Teâlâ, Kur’ân ve İslâm nîmetlerini kullarına, O’nun kalb-i pâkinde sergilemiştir.

- O, ümmeti için, hiçbir beşerin uğramadığı sıkıntı ve iptilâlara mâruz kalmış ve en büyük acılara katlanmıştır.

- O, mü’minlere karşı engin bir şefkat ve merhametle doludur. Bir merhamet ummânıdır. Ümmetine çok düşkündür, herhangi bir sıkıntıya uğramaları O’na çok ağır gelir.

- Kullukta örnek ve ideal bir şahsiyettir.

- Kulları Allâh Teâlâ’nın mağfiretine ulaştıracak en mühim vâsıta yine O’dur.

- Allâh Teâlâ, bütün peygamberler içinde yalnız O’nun hayâtı üzerine yemin ederek: “Sen’in hayâtın üzerine and olsun ki!” buyurmuş ve böylece ümmetinin, bütün dikkatini Allâh Resûlü’nün üsve-i hasene olan hayâtına teksîf etmesini arzu buyurmuştur.

- Allâh Teâlâ, kendi muhabbet ve mağfiretini, Habîb-i Ekrem’ine itaat şartına bağlamıştır. Âyet-i kerîmede buyrulur:

(Resûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana tâbî olun ki Allâh da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allâh Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (Âl-i İmrân, 31)

- Allâh Resûlü’ne olan muhabbetimiz, azâb-ı ilâhîden kurtuluşumuza bir vesîledir. Zîrâ Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

(Ey Resûlüm!) Sen onların içinde iken Allâh, onlara azâb edecek değildir!..” (el-Enfâl, 33)

- En mühimi de Cenâb-ı Hak O’nu sevmiş ve «Habîbim» iltifâtına mazhar kılmıştır. Allâh Teâlâ’nın Habîbi’ni sevmek, ne büyük bir şereftir!

O hâlde, gönüllerimize O eşsiz sultânın ism-i latîfini, nâmını ve salavâtını hiç silinmeyen bir muhabbet yazısı ile nakşetmeliyiz ki, kalblerimiz, kendisine verilen ulvî kıymete liyâkat kazanmaya başlasın.

Ancak şunu da hatırlatmak gerekir ki, Peygamber Efendimiz dahî muhabbette nihâî hedef değildir. İnsan için, muhabbetin tahsîs edilmesi gereken yegâne varlık, kâinâtın yaratıcısı Allâh Teâlâ’dır. Habîb-i Ekrem Efendimiz’e olan muhabbetimiz ise, bizi Allâh’ın mağfireti ve muhabbetine götüren en mühim bir vesîle ve vâsıtadır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

SALAT Ü SELAM GETİRMENİN FAZİLETLERİ

https://www.islamveihsan.com/salat-u-selam-getirmenin-faziletleri.html

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.