Allah'ın Methettiği "ensar" Gibi Olmak...

Acaba bu bayram, İslâm coğrafyasındaki mazlum din kardeşlerimiz­le nasıl bayramlaşmalıyız? Onlara gidecek bayram tebriğimiz nasıl olmalı?.. 

Fedâkârlık rûhu, bütün mü’minlere bir kardeşlik rûhâniyeti ilkā etti. Kardeşlik kazandırdı. Kardeşi için çarpan bir kalp, kardeşi için sızlayan bir vicdan gelişti.

Cenâb-ı Hakk’ın bize ihsân üzere takip tâlimâtı verdiği ashâb-ı kiram, kardeşi için fedâkârlığın da en güzel nümûnelerini sergiledi. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurur:

“Hiçbiriniz kendi nefsi için istediğini, mü’min kardeşi için de istemedikçe kâmil mü’min olamaz.” (Buhârî, Îman, 7; Müslim, Îman, 71-72)

“Mü’min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir.” (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87)

Efendimiz'in buyruklarını işiten ashâb-ı kiram, Hakk’ın rızâsını kazanmak için fedâkârlıkta daha da ileri geçtiler, kendi nefislerinden koparıp kardeşlerine ikram ettiler.

MUHACİR VE ENSAR ÖRNEĞİ

Mekke’deki evlerini, mallarını terk edip, Medine’ye gelen muhâcirler ile onları bağırlarına basan Medineli Müslümanlar yani ensar, Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz tarafından kardeş ilân edildi. Bu kardeşlikte bir tarafta kanaatkârlığın, istiğnânın, göz tokluğunun; bir tarafta cömertliğin, fedâkârlığın, îsârın müstesnâ misalleri sergilendi. Muhâcirler, karşılıksız yardımları kabul etmeyip, bahçelerde çalışmak şartıyla ensar kardeşlerinin mahsullerinden alabileceklerini söylediler.

Câbir -radıyallâhu anh-, bundan sonra olanları anlatır:

“(Hurma bahçelerinde muhâcir kardeşleriyle ortak olarak ziraat yapan) ensar; hurmalarını devşirdiklerinde bunları ikiye ayırır, bir tarafa çok, diğer tarafa da az hurma koyarlardı. Daha sonra, az olan tarafa hurma dallarını koyarak o tarafı çok gösterir, muhâcirlere;

«Hangisini tercih ederseniz alın.» derlerdi. Onlar da çok görünen yığın; ensar kardeşlerimizin olsun diye, az görünen tarafı alırlar ve böylece hurmanın çoğu muhâcirlere gelirdi. Ensar da bu yolla az olan kısmın kendilerine kalmasını sağlamış olurlardı…” (Heysemî, X, 40)

İncitmeden cömertliğin, kimseye belli etmeden fedâkârlığın ne güzel misâli…

ENSAR: ALLAH'IN METHETTİĞİ KİMSELER

Ensar bu güzel hasletleriyle ilâhî methe mazhar oldular. Âyet-i kerîmede kıyâmete kadar bütün mü’minlere örnek gösterilerek şöyle buyurulur:

“Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine îmânı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zarûret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (el-Haşr, 9)

Cenâb-ı Hakk’ı seven; O’nun sevdiği, methettiği kullarından olmak isteyenler, bilirler ki, Cenâb-ı Hak, mü’mini mü’mine zimmetlemiştir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Ekim 2012.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.