Allah’ın Semi Sıfatı ile İlgili Ayetler

Semi ne demektir? Allah’ın her şeyi işitmesi ile ilgili hadisler hangileridir? Allah’ın Semi sıfatı ile ilgili ayetler.

Semî, “İşitmek” demektir. İşitme sıfatı Kur’an-ı Kerim’in pek çok âyetinde, genellikle görme (basar) veya bilme sıfatıyla birlikte zikredilmektedir.

ALLAH’IN HER ŞEYİ İŞİTMESİ İLE İLGİLİ AYETLER

İbrâhim, İsmâil’le birlikte Beytullah’ın temelleri üzerine duvarlarını yükseltirken şöyle dua ediyorlardı: “Rabbimiz, bizden bunu kabul buyur. Şüphesiz sen işiten ve bilensin.” (Bakara suresi, 127. Ayet)

***

Eğer onlar, sizin iman ettiğiniz gibi inanırlarsa mutlaka doğru yolu bulurlar. Yok, yüz çevirirlerse, büyük bir anlaşmazlık ve derin bir çıkmaza saplanmış olurlar. Onlara karşı Allah sana kafi gelecektir. O, işiten ve bilendir. (Bakara suresi, 137. Ayet)

***

Kim bu vasiyeti işittikten sonra değiştirirse, şüphesiz bunun günahı onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. (Bakara suresi, 181. Ayet)

***

Allah’ın adını, olur olmaz ettiğiniz yeminleriniz yüzünden iyilik yapmanızın, kötülüklerden sakınmanızın ve insanların arasını düzeltmenizin önünde bir engel hâline getirmeyin. Allah, her şeyi işiten ve bilendir. (Bakara suresi, 224. Ayet)

***

Eğer boşanmaya karar verirlerse, boşanabilirler. Şüphe yok ki Allah, her şeyi işiten ve bilendir. (Bakara suresi, 227. Ayet)

***

Allah yolunda savaşın ve iyi bilin ki Allah, her şeyi hakkıyla işiten ve bilendir. (Bakara suresi, 244. Ayet)

***

Dinde zorlama yoktur. Gerçekten doğru eğriden ayrılıp iyice belli olmuştur. Artık kim şeytânî güçleri inkâr edip Allah’a inanırsa, muhakkak kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa sarılmış olur. Allah, işitendir, bilendir. (Bakara suresi, 256. Ayet)

***

Muhakkak ki Allah Âdem’i, Nûh’u, İbrâhim âilesini ve İmrân âilesini tertemiz bir hülâsa hâlinde seçip bütün insanlık üzerine üstün kılmıştır. (Al-i İmran suresi, 33. Ayet)

***

Bir zamanlar İmrân’ın hanımı şöyle demişti: “Rabbim! Karnımdaki çocuğu her kayıttan azâde olarak senin hizmetine adadım; bunu benden kabul buyur. Şüphesiz sen, duaları işiten, maksat ve niyetleri bilensin.” (Al-i İmran suresi, 35. Ayet)

***

Orada Zekeriya Rabbine şöyle niyazda bulundu: “Rabbim! Bana katından tertemiz bir evlat ihsân eyle. Şüphesiz ki sen, duaları hakkiyle işitensin.” (Al-i İmran suresi, 38. Ayet)

***

Rasûlüm! Hatırla o zamanı ki sen, mü’minleri Uhud’da savaş mevzilerine yerleştirmek üzere sabah erkenden ailenden ayrılıp yola çıkmıştın. Allah her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle bilendir. (Al-i İmran suresi, 121. Ayet)

***

Şüphesiz Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle görendir. (Nisa suresi, 58. Ayet)

***

Kim dünya nimet ve mutluluğunu istiyorsa, şunu bilsin ki, dünyanın da âhiretin de nimet ve mutluluğu Allah katındadır. Allah, her şeyi hakkiyle işiten ve kemâliyle görendir. (Nisa suresi, 134. Ayet)

***

Allah çirkin sözün, açıkça söylenmesinden asla hoşlanmaz. Ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır. Allah, her şeyi hakkiyle işitir ve kemâliyle bilir. (Nisa suresi, 148. Ayet)

***

Gecenin karanlığı, gündüzün aydınlığı içinde barınan her şey O’nundur. O hakkiyle işitendir, kemâliyle bilendir. (Enam suresi, 13. Ayet)

***

Rabbinin sözü doğruluk yönüyle de, adâlet yönüyle de mükemmeldir. O’nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle bilendir. (Enam suresi, 115. Ayet)

***

Eğer şeytandan gelen bir vesvese seni dürtecek olursa hemen Allah’a sığın. Çünkü O, hakkiyle işiten, kemâliyle bilendir. (Araf suresi, 200. Ayet)

***

Her şeye rağmen o düşmanlar barışa yanaşırlarsa sen de yanaş ve Allah’a güvenip dayan. Hiç şüphesiz Allah hakkiyle işiten, kemâliyle bilendir. (Enfal suresi, 61. Ayet)

***

Rasûlüm! İnkârcıların ileri geri konuşmaları sakın seni üzmesin. Hiç şüphesiz bütün yücelik, üstünlük ve şeref Allah’ındır. Her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle bilen O’dur. (Yunus suresi, 65. Ayet)

***

Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzağını ondan uzaklaştırdı. Çünkü O, her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle bilendir. (Yusuf suresi, 34. Ayet)

***

Şu ihtiyarlık çağımda bana İsmâil’i ve İshâk’ı lutfeden Allah’a hamdolsun! Elbette Rabbim, duaları hakkiyle işitendir. (İbrahim suresi, 39. Ayet)

***

Peygamber şöyle dedi: “Rabbim, gökte ve yerde söylenen bütün sözleri bilir. Çünkü O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir.” (Enbiya suresi, 4. Ayet)

***

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilin ki o, ısrarla hayâsızlığı, çirkin ve kötü işleri yapmayı emreder. Eğer üzerinizde Allah’ın lutfu ve merhameti olmasaydı, sizden hiç kimse ebediyen temize çıkamazdı. Ancak Allah dilediği kullarını temize çıkarır. Allah her şeyi hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir. (Nur suresi, 21. Ayet)

***

Artık evlenme istek ve ümidi kalmamış yaşlı kadınların, güzellik ve süslerini yabancı erkeklere göstermemek şartıyla, dış giysilerini çıkarmaları günah değildir. Ancak olabildiğince iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir. (Nur suresi, 60. Ayet)

***

Çünkü her şeyi hakkiyle işiten ve her şeyi en iyi bilen O’dur. (Şuara suresi, 220. Ayet)

***

Kim Allah’a kavuşmayı umuyor ve bu beklentiyle yaşıyorsa güzel işler yapmaya devam etsin. Çünkü Allah’ın belirlediği ecel mutlaka gelecektir. O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir. (Ankebut suresi, 5. Ayet)

***

Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır. O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir. (Ankebut suresi, 60. Ayet)

***

De ki: “Eğer ben yanlış bir yola sapmışsam bunun zararı banadır. Eğer doğru yolu bulmuşsam, bu da Rabbimin bana vahyettiği Kur’an sayesindedir. Gerçekten O, her şeyi hakkiyle işitendir, kullarına çok yakındır.” (Sebe suresi, 50. Ayet)

***

Allah, hak ve adâletle hüküm verir. Onların Allah’tan başka yalvardıkları ise hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, evet O, her şeyi hakkiyle işiten, hakkiyle görendir. (Mümin suresi, 20. Ayet)

***

Kendilerine ulaşan kesin bir delile dayanmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında körü körüne tartışmaya girişenler var ya, onların göğüslerinde hiçbir zaman tatmin edemeyecekleri bir kibirden, hiçbir zaman ulaşamayacakları sana üstün gelme duygusundan başka bir şey yoktur. Rasûlüm! Sen, bunların her türlü hile ve tuzaklarından Allah’a sığın! Çünkü O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle görendir. (Mümin suresi, 56. Ayet)

***

Eğer şeytandan gelen bir vesvese seni kötülüğe kışkırtacak olursa hemen Allah’a sığın! Çünkü O, evet O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir. (Fussilet suresi, 36. Ayet)

***

O, gökleri ve yeri daha önce bir benzeri olmaksızın yoktan yaratandır. O size kendi cinsinizden eşler, hayvanlardan da çiftler yarattı. Sizi ve hayvanları bu düzen içinde üretip çoğaltmaktadır. O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur. O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle görendir. (Şura suresi, 11. Ayet)

***

Rasûlüm! Allah, kocası hakkında sana müracaat edip seninle tartışan ve hâlini Allah’a şikâyette bulunan kadının sözlerini elbette işitti. Zâten Allah, o sırada sizin karşılıklı konuşmanızı dinliyordu. Hiç şüphesiz Allah, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle görendir. (Mücadele suresi, 1. Ayet)

İslam ve İhsan

ALLAH’IN SEMİ SIFATI NEDİR?

Allah’ın Semi Sıfatı Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.