Almanların Çoğu İsrail'in Gazze'ye Yönelik Saldırılarını Haklı Bulmuyor

Almanya'da yapılan bir anket, halkın çoğunluğunun İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını haklı bulmadığını ortaya koydu.

Alman kamu yayıncısı ZDF'nin "Politbaromater" anketine katılanların yüzde 61'i, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını haklı bulmadığını belirtti. Saldırıları haklı bulanların oranı yüzde 25'te kalırken, katılımcıların yüzde 14'ü "Bilmiyorum" cevabını verdi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un işini "iyi" yaptığını söyleyenlerin oranı yüzde 28'e gerilerken, Başbakan'ın işini "kötü" yaptığını ifade edenlerin oranı yüzde 67'ye yükseldi.

Halkın 3'te 2'sinden fazlası Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partiden (FDP) oluşan "trafik lambası" koalisyonunun çalışmalarından memnun değil.

Ankete katılanların yüzde 69’u, hükümetin çalışmalarını "kötü" bulduğunu ifade ederken, sadece yüzde 27'si "İyi buluyorum" cevabını verdi.

Hükümetin 2025’e kadar çalışmalarını sürdürebileceğine inananların oranı yüzde 54 olurken, katılımcıların yüzde 40’ı hükümetin yasama dönemini tamamlamayacağına inanıyor.

Aşırı sağcı AfD Partisi oy oranını korurken SPD'nin oyları düşüyor

Ankete göre, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri, bir önceki aya göre, 1 puan kaybederek yüzde 31 ile birinci parti konumunda olurken; aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisi oy oranını koruyarak yüzde 22 ile ikinci sırada yer aldı.

Yüzde 14 ile Yeşiller üçüncü sırada bulunurken, Başbakan Scholz’un üyesi olduğu SPD, bir önceki aya göre, 1 puan kaybederek yüzde 13’e geriledi. Bu, SPD için bu ankette ölçülen en düşük oran oldu.

Parti kurduğunu açıklayan eski Sol Parti Milletvekili Sahra Wagenknecht'in partisi ise yüzde 4’te kaldı.

Ancak ankete katılanların yüzde 17'si "Sahra Wagenknecht İttifakı’na (BSW)" muhtemelen oy verebileceğini ifade etti. Bu partiye hiçbir şekilde oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 47 olurken, yüzde 27'si ise "Muhtemelen oy vermem” cevabını verdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.