Almanya’da Yabancı ve İslam Karşıtı Gösteri

Almanya’nın Dresden kentinde, Batı’nın İslâmlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi ile karşıtları ayrı noktalarda gösteri yaptı.

Dresden polisi tarafından yapılan açıklamaya göre, kentte İslâm ve göçmen karşıtı PEGIDA taraftarları ile karşıtları gösteri yaptı.

Tiyatro Meydanı’nda toplanan PEGIDA taraftarları, yürüyüş gerçekleştirdikten sonra yeniden bu meydana döndü. Karşıt grup ise eylemini Postplatz Meydanı’nda düzenledi.

PEGIDA EYLEMİ

Göstericilerin burada yapılan konuşmaların ardından dağıldığı belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi:

“Bu arada, Pieschener Allee caddesinde park halindeki araçların yandığı ihbarı alındı. Olay yerine giden ekipler, 11 aracın zarar gördüğünü tespit etti.”

Açıklamada, araçların kundaklandığından şüphelenildiği, araç sahiplerinin ise PEGIDA eylemine katılanlar olduğu kaydedildi. Durchgezaehlt adlı öğrenci inisiyatifi, PEGIDA eylemine 3 ila 4 bin, karşıt gösteriye de 250 ila 350 göstericinin katıldığını duyurdu.

Öte yandan, Mecklenburg Vorpommern eyaletinin Neubrandenburg kentinde “MVgida” adlı oluşum tarafından düzenlenen gösteriye aşırı sağcı Almanya Nasyonal Demokrat Partisi’nin (NPD) Eyaleti Meclisi Grubu Başkanı Udo Pastörs’un de katıldığı ve konuşma yaptığı bildirildi. Gösterde, NPD’nin sloganlarının atıldığı ve bu partiye ait dövizlerinin taşındığı ifade edildi. NPD’nin, "PEGIDA’yı taklit eden MVgia’nın gösterilerini propaganda yapma yeri olarak kullandığı" yorumları yapıldı.

Göçmen ve İslam karşıtı PEGIDA hareketinin taraftarları yaklaşık 15 aydan bu yana Dresden’da çoğunlukla pazartesi akşamları gösteri yapıyor.

Almanya dışında ve ülkenin diğer kentlerinde de yabancı düşmanı gruplara ilham kaynağı olan PEGIDA hareketini taklit eden oluşumlar ortaya çıkmış, Berlin’de BAERGIDA, Köln’de KOEGIDA, Münih’te BAGIDA, Leipzig'de LAGIDA gibi benzer gruplar kurulmuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.