Almanya'nın Teklifini Reddetti

Elektrik elektronik mühendisi olan Suriyeli mülteci Muhtar Halil, çevreyi kirletmeyen elektrik enerjisi projesiyle Almanya'dan davet aldı. "Burası ikinci vatanım oldu" diyen Halil ise projeyi Türkiye'ye hediye etmek istediğini söyledi.

Muhtar Halil 52 yaşında bir Suriyeli ve ülkesindeki iç savaş nedeniyle 2012 yılında Türkiye'ye sığınmış. Elektrik elektronik mühendisi olan Halil Suriye'de kendi imkanlarıyla çok sayıda icada imza atmış. Gazla çalışan pervane ve lastiklerin patlamasını engelleyen bir madde geliştiren Halil bu icadın patentini Türkiye'de almış.

İNŞAATTA ÇALIŞIYOR

Suyu bileşenlerine ayırarak çevreyi kirletmeyecek bir elektrik enerjisi projesiyle de Almanya'dan altın madalya kazanmış bir mucit olan Halil, şimdi milyonlarca mülteciyle aynı kaderi yaşıyor. Eyüp'te 4 çocuğuyla birlikte yaşayan Halil, inşaatlarda işçilik yapıyor.

TÜRKİYE'YE HEDİYE EDECEĞİM

"Almanya beni çalışma yapmam için çağırdı ama ben Avrupa'da yaşamak istemiyorum. Avrupa'ya gitmek içimden gelmiyor" diyen Halil'in hayali dünyayı değiştirmek... Ancak şu an projelerini geliştirecek imkana sahip değil. "Bu projeyle açık denizlerin ortalarındaki adalara dahi enerji ulaştırabiliriz. Hem enerji ihtiyacımızı karşılarız hem de çevreyi kirletmemiş oluruz" şeklinde konuşan Suriyeli mucit, Türkiye'nin mültecilere yönelik yardımları nedeniyle projeyi Türkiye'ye hediye etmek istediğini söyledi.

AVRUPA'YA GİTMEK İSTEMİYORUM

Avrupa'ya gitmek istemediğini yineleyen Halil "Savaş bitene kadar burada kalmak istiyorum. Hem Türkiye'ye hem Suriye'ye hem de İslam ümmetine faydalı olacak projelere devam etmek istiyorum. Burası ikinci vatanım oldu" diyor.

Kaynak: Yeni Şafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.