Alo Fetva Hattı'nda Ramazan Öncesi Yoğunluk

Erzurum Müftülüğünde, kadın ve erkekler için iki ayrı birim halinde hizmet veren "Alo Fetva" hattında, yaklaşan ramazan dolayısıyla yoğunluk arttı.

Halk arasında “Alo Fetva” olarak adlandırılan Dini Sorular Bilgi Hattı'nda Ramazan öncesi yoğunluk yaşanıyor.

Erzurum Müftülüğü'nde kadın ve erkekler için iki ayrı birim halinde hizmet veren "Alo Fetva" hattında, yaklaşan ramazan dolayısıyla yoğunluk arttı.

Yoğunluk nedeniyle hatta görevli vaiz ve vaizeler vatandaşlardan gelen soruları cevaplamak için hummalı çalışma yürütüyor.

İl Müftü Vekili Celal Büyük, müftülük bünyesindeki fetva hattının en yoğun günlerini yaşadığını söyledi.

"TÖVBE VE İSTİĞFAR KONUSUYLA ALAKALI SORULAR GELİYOR"

Büyük, şunları kaydetti:

"Üç aylar içerisindeyiz, ramazan ayına da sayılı günler kaldı. Bu aylarda 'Alo Fetva' hattına ilgi artmış bulunmaktadır. Ağırlıklı Ramazan ayı ile alakalı sorular geliyor. Tövbe ve istiğfar konusu, günah kavramı ve fıtır sadakasıyla ilgili sorular geliyor. Yani aya uygun şekilde sorular geliyor. Bu yoğunluğun ramazana birkaç gün kala iyice artacağını düşünüyoruz. Hattımızın ucunda alanında uzman görevlilerimiz ramazan ayında da iftardan sonra nöbet şeklinde iş başında olacaklar. Kardeşlerimizin ramazan ayında sorularını cevaplandırmaya gayret sarf edeceklerdir."

"DERTLEŞMEK İÇİN ARAYANLAR OLUYOR"

Çakmak, aile ve ticaretle ilgili soruları da sık cevapladıklarını belirterek, bazen dertleşecek birini bulamayan vatandaşların da kendilerini aradığını ifade ederek, "Konuşacak, dertleşecek birini bulamayan insanlarımız bizi arıyor ve bizimle dertleşiyor. Biz de elimizden geldiğince kendilerini motive etmeye çalışıyoruz. Ramazanda ise oruç, zekat, fitre veya televizyon programlarında tartışılan, kafalarına takılan ilmihal konularını arayıp bize soruyorlar." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.