Altı Kardeş Birlikte Hayata Tutunuyor

Tokat'ın Almus ilçesinde, iki yıl arayla anne ve babalarını kaybeden en küçüğü yedi yaşında altı kardeş, tek katlı ahşap evde birbirlerinden güç alarak ayakta durmaya çalışıyor.

Tokat'ın Almus ilçesine bağlı bir köyde çiftçilikle uğraşan Bolat ailesi, imkanları kısıtlı da olsa kalabalık ve mutlu bir aile olarak yaşamlarını sürdürürken art arda iki büyük acı yaşadı.

Havva (20), Kadriye (18), Mahmut (17), Pınar (13), Yağmur (11) ve Muhammet Bolat (7), 2014 yılında anneleri Hanife Bolat'ı 55 yaşında beyin kanamasından, babaları Rüstem Bolat'ı ise 2016 yılında 57 yaşında böbrek yetmezliğinden kaybetti.

ALTI KARDEŞİN HAYAT MÜCADELESİ

Bir anda hayat karşısında yapayalnız kalan 6 kardeş, birbirlerine sarılarak zor günleri aşmaya çalıştı.

Anne ve babaları ölünce evin yükünü ise ablalar Havva ve Kadriye Bolat omuzladı. Yemek pişiren, çamaşır yıkayan, evin temizliğini yapan, ihtiyaçlarını karşılayan, küçük kardeşlerinin kişisel temizliğini yapan Havva ve Kadriye, eğitimlerine ara vermek zorunda kaldı.

Ailenin durumdan haberdar olan Kaymakamlık maddi yardımda bulunurken, çocukların okulla ilgili ihtiyaçlarını da giderdi.

“ZOR OLUYOR AMA KARDEŞLERİMİZE BAKIYORUZ”

Havva Bolat, anne ve babalarını kaybedince, küçük kardeşlerine kendisinin ve kardeşi Kadriye Bolat'ın birlikte sahip çıktığını söyledi.

Anaokulu öğretmeni olmayı çok istediğini ancak bu hayalini bir süre ertelemek zorunda kaldığını ifade eden Bolat, “Zor oluyor ama kardeşlerimize bakıyoruz. Devletimiz hep yanımızda. Çocukları çok sevdiğim için anaokulu öğretmeni olmak istemiştim. Liseyi dışarıdan okuyorum. Onuncu sınıf öğrencisiyim.” dedi.

Kadriye Bolat da ablasıyla kardeşlerine “anne-babalık” yaptıklarını, bundan mutluluk duyduklarını belirtti.

Eğitimine açık lisede devam ettiğini söyleyen Bolat, şartları zor olsa da hemşire olmak istediğini dile getirdi. Bolat kardeşleri ziyaret eden Almus Kaymakamı Hamza İnam, çocukların her zaman yanında olduklarını vurguladı.

İnam, “Anne ve babasını kaybeden 20 ve 18 yaşındaki iki kardeşin diğer kardeşlerine kol kanat germesi ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamaları zor bir şey. Kolay bir şey değil bu yaşta. Bunu ancak yaşayan bilir. Bunların gözüne baktığımızda onların hüznünü görebiliyoruz. Bu davranışın her boyutu ile takdir edilmesi gerekiyor. Bu çocuklara anne ve babası yokken bakmak kolay değil.” diye konuştu.

Çocukların devlet korumasına alınabileceğini belirten Kaymakam İnam, abla reşit olduğu ve çocuklar bunu istemediği için maddi yönden çocukları desteklediklerini sözlerine ekledi.

Çevreli Belediye Başkanı Ercan Gürer de ailenin her zaman yanında olduklarını söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.