Altınoluk Dergisinin Aralık 2022 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 442. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Aralık 2022 sayısı “Bir Islah Derdimiz Var mı?” kapağıyla yayınlandı.

“Bir Islah Derdimiz Var mı?” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 442. sayısı şu şekilde takdim edildi.

BİR ISLAH DERDİMİZ VAR MI?

Kur’ânımızda resmedilen birtakım tipler vardır. Kimi iyi kimisi de kötü bu tipler kim olduklarından daha ziyade iddiaları ve duruşları ile nazara verilir. Ya iyiliğin ya da kötülüğün mihveri bu tipler insanlığın önüne kıyamete kadar konulmuş örneklerdir. İnsanlık nasıl olunması ya da olunmaması gerektiğini onlara bakarak anlayacaktır.

Müfsidin Özellikleri

Müfsid kötü örneklerden bir tanesidir. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak için çalışan bu tipin belli başlı üç özelliği vardır:

  1. Güzel konuşur, hitabet ve mantığıyla kendisine hayran bırakır.
  2. Ekini helâk eder.
  3. Nesli helâk eder.

Günümüzde ifsad şebekesi olarak çalışanların da birinci özelliği propaganda yolu ile kitleleri ikna kabiliyetidir. Böylece insanları istedikleri yöne sevk eder ve bozgun üzerine kurulu düzenlerini devam ettirirler. İletişim araçları ellerindedir. Zalimi mazlum, mazlumu zalim göstermekte üzerlerine yoktur. Kötü olanı baş tacı yapmak, iyi olanı itibarsızlaştırmak en iyi bildikleri iştir.

Müfsidlerin ikinci özelliği ekini helâk etmeleri, yani ekonomiyi bir sömürü düzenine çevirmeleridir. Faiz temelli bir sistem ile paradan para kazanır, gelir dağılımını bozar, zengin ile fakirin arasını açarlar. Ölçüsüz tüketimi teşvik eder, Allah’ın yasak ettiği her türden ticareti meşrulaştırır ve en kötüsü insanı ve ilişkileri metalaştırarak her şeyin maddi olana irca edildiği materyalist bir hayat tarzını hâkim kılarlar.

Müfsidler nesli de helâk ederler. Mukaddesi olmayan, Allahsız bir eğitimden başkasına geçit vermez, tamamen haz ve nefsinin peşinde koşan, dünyacı nesiller yetiştirirler. Allah’ın yarattığını değiştirir, genlerle oynar, iki cins olarak var edilmiş insana sözde yeni cinsel kimlikler ihdas ederler. Sapkınlığın normalleşmesi için çalışır, aile kurumunu hedef alır, insan neslinin ebter olması için gayret ederler.

Müfsidler fıtrata savaş açmış bir güruhtur. Kur’ânımızda bu güruhla mücadele etmesi gereken tip muslih olarak adlandırılır. Muslih, ıslah derdinde olan kimsedir; dinî ve ahlâkî bakımdan iyi davranışlara sahip olduğu gibi gücünün yettiği ölçüde iyi davranışları yayan ve yaygınlaşması için çalışan kimsedir.

Muslih olmak, sadece iyi ve doğru kalmanın değil, iyiliği ve doğruluğu yeryüzünün düzeni kılmanın gayretidir. İmanı aşkla yaşayan bir mü’minin ıslah derdi mutlaka olmalıdır. Islah derdi, sâlihliğin ötesinde muslih olmayı gerektiren aktif bir iyilik hâlidir. Muslih, yeryüzünde bozgunculuk için çalışanların karşısında durur ve en az onların fesat için çalıştığı kadar ıslah için çalışır. Sâlih olmak bir kurtuluş vesilesidir, ama muslih olmak başkalarının da kurtuluşunun vesilesi olmak demektir.

Her muslih sâlihtir, ama her sâlih muslih değildir. İfsad şebekesinin gece gündüz çalıştığı bir dünyada iyi olmak yetmez, iyiliği hâkim kılmak, hakkı ve sabrı tavsiye etmek gerekir. Bu açıdan muslihlik mesleği ifsad şebekesine karşı koymak isteyenlerin tercih etmesi gereken aktif iyilik hali olarak boynumuzun borcudur. “İfsad Şebekesi Çalışıyor-Bir Islah Derdimiz Var mı?” ifadesi ile çıktığımız bu sayımız işte bu mesuliyetimizin altını çiziyor. İstifadeye medar olmasını niyaz ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

İNSANLARI ISLAH ETME METODU

İnsanları Islah Etme Metodu

DİN VE DÜNYA ISLAHINDA KİLİT VASIFLAR

Din ve Dünya Islahında Kilit Vasıflar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.