Altınoluk Dergisinin Ekim 2024 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 464. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Ekim 2024 sayısı “Rabbim Beni ve Neslimi Namaz Kılanlardan Eyle” kapağıyla yayınlandı.

“Rabbim Beni ve Neslimi Namaz Kılanlardan Eyle” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 464. sayısının takdimi şöyle yapılıyor.

NAMAZ TELKİN, TEKLİF VE TEBLİĞDİR

İnsan pek tahammülsüz bir tabiatta yaratılmıştır. Başına bir fenalık geldi mi sızlanıp durur. Bir nimete kavuştuğunda ise bunu başkası ile paylaşmaz. Bize bu üç cümle ile insan vakıasını acı bir şekilde resmeden Kur’ânımıza göre bunun istisnası namaz kılanlardır. Namazlarında devamlı olanlar diye devam eden Mearic Suresi’ndeki ayetler mü’min ahlâkının belli başlı vasıflarını sıralar. O tespitlerden anlarız ki namaz mü’min şahsiyetini inşa eden en önemli ibadettir. Namaz İslam dairesinde olmanın ve kalmanın çok önemli bir vesilesidir. Bu dünyadaki en büyük nimet olan Müslümanlığın kemaline erişmenin başında da ortasında da sonunda da hep namaz vardır.

Namaz İslam şahsiyetinin kaynağıdır. Namaz kılmayanın, namazla işi olmayanın, camiden ve cemaatten uzak olanın İslam’a ve Müslümanlara nasıl bir faydası olabilir? Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in ümmeti insanlığın umududur. O umudun yeşermesi ve hep taze kalması ümmetin namazla münasebetine bağlıdır. Namaz şahsiyetin kemâli kadar transferinin de mühim bir şartıdır. Namaz bir teklif ve tebliğdir. Namaz, sözle değil halle tebliğin en görünür ve dikkat çekici örneğidir. Nesillerine namazı benimsetmek isteyenler, namazı hayatlarının bir numaralı önceliği yapmalıdırlar.

Namazı nasıl sevdireceğiz? Abdesti, camisi, cemaati ile sevdireceğiz. Tesbihatı, namaz öncesi ve sonrası muhabbeti ile sevdireceğiz. Namaz bir telkin, teklif ve tebliğdir. Namazı kılmak, namazı anlatmaktır. Namazı ikâme etmek, namazı teklif etmektir. Namazda huşuyu yaşamak, namazı arzulatmaktır. İki namaz arasını namazdaymış gibi yaşamak namazı cazip kılmaktır. Namazı her durum ve şartta öncelemek, namaza rağbeti artırmaktır. Ezan okunur okunmaz hayatı namaz için durdurmak, namazı hayata katmaktır. Namazlarını önceliği yapanlar, nesillerine namazı benimsetmek noktasında zorluk yaşamazlar. Bu sayımız işte bu hassasiyetin tezahürü olarak hazırlandı, istifadeye medar olmasını niyaz ederiz.

*

Yıllık mutad temsilciler toplantımızın ikincisini Akhisar’da gerçekleştirdik. Altınoluk dostları ile Allah için hayırda gayret kardeşliğinin bir kez daha tadına vardık. Gayret kardeşliklerini artırmamız gerekiyor. Sadece kendimiz için değil, nesillerimiz ve bütün insanlık için… Şerde gayret şebekesinin bitmez tükenmek bilmeyen ifsadı hepimizi tehdit ediyor. Kendi kurtarılmış alanlarımızda yaşayamayız, bunun vebali çok büyüktür. Zaten kurtarılmış alan diye bir şey de kalmadı. Artık bir hat yok, bütün satıh işgal altında. Ne münasebet diyen elindeki, cebindeki, masasındaki akıllı addettiği aletlere baksın. İnanmayan, çoluğunun çocuğunun hangi sevdalara, hangi dertlere düştüğüne baksın.

Hiçbirimiz güvende değiliz. Bekleyip ne olacağını göremeyiz. Tek kurtuluşumuz iyilik, güzellik ve doğru için gayrettedir. El ele verip hepimiz ve nesillerimiz için iyi olanın cazibesini artırmamız gerekiyor. Namazımızı sevdirmemiz, camilerimizi doldurmamız, Allah ve Rasûlullah’ın çağrısını yayan kitaplarımızı, dergilerimizi okutmamız gerekiyor. Malımızı, mülkümüzü kime miras bırakacağımız kadar seccademizi, dostlarımızı, davamızı kime miras bırakacağımızın da derdine düşmeliyiz. Bu çağ gönül ve zihin hırsızlarının cirit attığı bir çağ… Ne kalbimizi, ne zihnimizi ne de nesillerimizin kalplerini ve zihinlerini çaldıramayız. Aksi takdirde hesap veremeyiz. Bir sonraki sayıda görüşmek ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

Kaynak: Altınoluk Dergisi, Sayı: 464

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.