Altınoluk Dergisinin Eylül 2022 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 439. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Eylül 2022 sayısı “İlahi Ölçüleri Koruyun” kapağıyla yayınlandı.

“İlahi Ölçüleri Koruyun” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 439. sayısı şu şekilde takdim edildi.

KÂİNATTA MİZAN İNSANDA İZAN

Hâlid bin Velid radıyallâhu anh’a bir aşiret reisi: “Bize Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’i anlatır mısınız?” diye sormuştu. Hz. Hâlid: “Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in o ebedî güzelliklerini anlatmaya güç yetmez. Hele tafsilatıyla anlatmamı istersen, bu hiç mümkün değil!” dedi. Reis: “Bildiğiniz kadarıyla anlatın! Kısa ve öz olarak târif edin!” deyince Hâlid bin Velid radıyallâhu anh şu karşılığı verdi: “Gönderilen, gönderenin kadrince olur! Yani gönderen, Âlemlerin Rabbi olduğuna göre, gönderilenin şanını, var sen hesap et!”

Şu içinde yaşadığımız ve pek azına vakıf olduğumuz kâinat için de aynı ifadeyi kullanabiliriz herhalde. Yaratan Rabbimiz olunca onun ihtişamının hesabını kim yapabilir? Hesap yapamasak da âlemleri bir hesap ve kader içerisinde (mizan) yaratan Rabbimizin hesaba ve ölçüye verdiği önemi tefekkür etmeliyiz. O kendi yaratmasında hiçbir düzensizlik göremeyeceğimizi ifade ediyor. Hatta “çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin?” diye meydan okuyor. Bu meydan okuyuşun ibretli bir tarafı var. Gözün eksiğini bulamadığı ölçü, bizim insan olarak Rabbimizle kuracağımız münasebeti de tayin etmelidir. Bir diğer tabirle ilâhî mizan, insandaki izanın da ölçüsü olmalıdır.

Kâinattaki muhteşem ölçü ve denge, insanı izan sahibi yapmak içindir. İzan sahibi insan mevcut ölçüyü bozmaz, korur; dengeyi muhafaza eder. Kur’ân’ımızda vezn, adalet ve kıst kavramlarının geçtiği her ayet bunu ihtar eder. Rahman Suresi 7. ayette geçen mizan kavramı kâinattaki fiziki denge kadar, insanın maddi ve manevi bütün münasebetlerinin dengesini de ifade eder. Dünyadaki mizanın gerçekleşmesi, Allah’ın insanlar hakkındaki muradı olan dininin tesisi ve tatbiki anlamına gelir. Bu mânâda İslam’ın ölçüleri ilâhî ölçülerdir ve ifsada karşı izanın teminatıdır. İlâhî ölçülere riayet edilmediği takdirde izan gider, mizan bozulur.

İnsanlık bugün Rabbimizin “sakın bozmayın” diye ihtar ettiği mizanın fesadı için uğraşan, izan yoksunu bir garabetin içerisinde sanki. Değişim ve dönüşüm denen ve nereye gittiği konusunda kimsenin fikrinin olmadığı akışı başka nasıl izah edebiliriz? Suretlere, genlere ve tabiata yapılan beşerî her müdahale muvazenenin biraz daha kaybedilmesine yol açıyor. Bu fıtrî, tabiî ve ilâhî olana karşı açılmış bir savaştır. Allah ile savaşan kendi hakikatini unutmuştur ki bu zaten iflas demektir. “İlâhî Ölçülerle Oynamayın” kapağımız bu manada bir çığlıktır. İnsanın, insanlığını yitirmesi ve Rabbinden uzaklaşması bir ölçü üzerine kurulmuş şu âlemin çivisinin çıkması demektir.

Yeni dönemde abonelerimize hediye olarak verdiğimiz Kıssa Sohbetler kitabımızın dağıtımı devam ediyor. Müslümanca yaşamaya dair Peygamberimiz, Sahabe ve Hak dostlarının güzel ve müşahhas misallerini bir arada sunan kitabımız, Rabbimizi insanlara ve insanları Rabbimize sevdirmek için çıkan dergimizin müstait gönüllere erişmesine de vesile olsun diye dua ediyoruz. Bu çerçevede abone olmak ve ilave bir abone bulmak hususundaki gayretlerinizi esirgememenizi istirham ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle hepinizi Allah’a emanet ederiz.

Altınoluk dergisi temin etmek ve abonelik için tıklayınız...

İslam ve İhsan

İNSANLARA KARŞI DİKKATLİ, ÖLÇÜLÜ, ÖZENLİ DAVRANMANIN ÖNEMİ

İnsanlara Karşı Dikkatli, Ölçülü, Özenli Davranmanın Önemi

İSLAM’DA İSRAF VE LÜKSÜN ÖLÇÜSÜ NEDİR?

İslam’da İsraf ve Lüksün Ölçüsü Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.