Altınoluk Dergisinin Haziran 2024 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 460. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Haziran 2024 sayısı “Allah İçin Gönüllüyüz” kapağıyla yayınlandı.

“Allah İçin Gönüllüyüz” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 460. sayısının sunuşu şöyle takdim ediliyor.

ALLAH İÇİN GÖNÜLLÜYÜZ

Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’e bir keresinde süte benzeyen hurma özü ikram edilmişti. Canımız Efendimiz ikramı tattıktan sonra etrafındakilere şunu sordu: “Bana bir ağaç söyleyin ki o ağaç Müslümana benzer, Rabbinin izniyle her zaman meyve verir ve yaprakları da dökülmez.” Oradakiler çölde yetişen ağaçları saymaya başladılar ama kimse doğru cevabı bulamadı. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Bu, hurma ağacıdır” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 89)

Peygamberimiz mü’mini güzel koku satan kimseye de benzetmiştir. Güzel koku satanla beraber oturan da fayda görür, yürüyen de, iş yapan da… Mü’mine dair bir başka örnek de bal arısıdır: “Mü’min bal arısına benzer. Arı; daima temiz olan şeyleri yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve nazik davrandığı için konduğu yere zarar vermez, orayı kırıp bozmaz. Düştüğünde ise kırılmaz, bozulmaz.” (Ahmed bin Hanbel, II, 199)

Hurma, güzel koku satıcısı ve bal… Gönlü ile yaşayıp gönlü ile yol alanlar, mü’mini anlatan üç benzetmenin de kendisine uyduğu güzel insanlardır. Şu hayatta herkes bir tercihte bulunup, onun verdiği teselli ile yol alıyor. Tercihini gönülden yana yapanlar hurma gibi bereketli, güzel koku satıcı gibi faydalı ve arı gibi duru ve nezaketli oluyor. Biz gönülle olmayı seçmiş, Allah için gönüllü olmayı tercih etmişlere meftunuz. Bu kadar hesabın, manevranın, taktiğin ve tertibin ortasında önceliğini gönlü yapmış olanlar, insan güzelleridir.

Günümüzde devlet ve gönüllü teşekküller gönlün talip olduğu işleri sistematik ve etraflı bir hizmet anlayışı ile ele almaya çalışıyor. Şüphesiz bu anlayışın daha da gelişmesine ihtiyaç var. Ama bu hepimizin tek tek gönüllülük ile alâkalı mesuliyetimizi ortadan kaldırmıyor. Gönüllü olmak ve gönülle yol almak hepimizin evvelemirde kulluk vazifemizdir. Kulluk, gönlün kıvamını Hakkın razı olacağı ve kabul buyuracağı bir yere terfi ettirmektir. Bu da ancak gönlün kariyeri ile mümkündür.

Gönlün kariyeri, gönüllü faaliyetlerle gönlü arı ve duru hale getirmek ve ecrini sadece Allah’tan bekleyerek dünyanın ıslahı ve imarı için gayret göstermektir. Her mü’minin şu hayattaki en asli kariyer gayesi evvela gönlünü ihya, akabinde başka gönüllerin ihyasına vesile olmaktır. “Gönül ferman dinlemez” denmiştir; gönlü arı ve duru bir hale getirip başka gönülleri de bu istikamette cezbedebilmeyi başarmak zorun zoru bir iştir. Ama şu yeryüzünde bundan daha şerefli, asil ve yüce bir iş de yoktur.

Gönüllülük faaliyetleri, kulluk vazifemiz için en güzel fırsatlardır. Hepimiz hangi hal ve durumda olursak olalım bu faaliyetlere iştirak edebilir ya da yeni faaliyetler başlatabiliriz. Yeter ki bereketli, faydalı, duru ve nazik bir gönül kıvamına sahip olalım. Bu kıvamı sağlamanın şartı gönlü ile yaşayan fedakâr ve diğerkâm insanlarla beraberliktir. Rabbimizden böyle yol arkadaşları niyaz eder, Kurban Bayramınızı tebrik ederiz. Bayram, hepimiz ve özellikle de mazlum kardeşlerimiz için selamete vesile olsun. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.