Altınoluk Dergisinin Mart 2020 Sayısı Çıktı!

Altınoluk dergisinin 409. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Mart 2020 sayısı “Buğz ve Sevgi Dengesi - Layığına Muhabbet Müstehakkına Nefret ” kapağıyla yayınlandı.

“Layığına Muhabbet Müstehakına Nefret” kapağıyla çıkan Altınoluk dergisinin 409. sayısı şu şekilde takdim edildi.

İslam, selâmet ve sulh nizamıdır. Nizamın tesisi adaletledir. Adalet ise her hususta doğruluğu, düzeni ve dengeyi temin etmeyi gerektirir. Bunun en müşkül tarafını hissiyat oluşturur. Özellikle sevgi ve nefret dengesini kurmak kolay değildir. Ancak sevgi bir meyle dayansa da son tahlilde iradeden ayrı düşünülemez. Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Şayet inkârı imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi dahi dayanıp güvenilecek dostlar edinmeyin. İçinizden kimler onları dost edinirse, işte kendilerine kötülük edenler bunlardır.” (Tevbe, 23) ayeti sevgide tercih yapılabileceğini, hatta yapılması gerektiğini gösterir. İnsan, kimin dost, kimin düşman edinileceği hususunda tavrını ortaya koymalı ve kalbine söz geçirebilmeyi başarmalıdır.

Muhabbeti layığına, nefret ve düşmanlığı müstahakkına yöneltebilmek bir kalbî maharettir. Bu zor işi başarmak için Allah’ın ve Rasûlü’nün emir ve yasaklarına gönül hoşluğu ile teslim olmak, yegâne ölçüyü, şahsi ve indî mülahazaların ötesinde ilahi ölçüler içerisinde aramak gerekir. Muhabbet bunun kısa yoludur. Seven, sevgisinde samimi ve devamlı olduğu müddetçe –ki bu bir irade işidir- zamanla iradesiz olarak sevdiğinin sevdiklerini sever, sevmediklerine de düşman olur ve böylece ölçüyü bulur. Bu ise, Rabbimizin “Kendim için” diye övdüğü faziletli amellerden birisidir.

Günümüzde kime sevgi ve düşmanlık gösterileceği noktasında bir keşmekeş yaşanıyor. Hâlbuki sevgi ve düşmanlık mevzusu asla hafife alınamayacak, itikâdî bir meseledir. Allah ve Rasûlü’nün sevdiklerini sevmek, yine Allah ve Rasûlü’nün düşmanı olanlara düşmanlık etmek imanın bir gereğidir. Peygamber Efendimiz, müminin gördüğü ve müdahale edemediği kötülüklere karşı kalben nefret hissi taşımasını (buğz) imanın en zayıf hali olarak nitelendirmiştir. Buradan buğzu olmayanın imanı olmadığı neticesi dahi çıkarılabilir ki bu, Allah için nefretin, sevgi kadar mühim bir iman rüknü olduğunu gösterir.

Elinizdeki sayımız “layığına muhabbet, müstahakkına nefret” başlığı ile sevgi ve nefret ölçüsünü gündeme taşımayı amaçlıyor. İmam Gazali’ye göre bilgi ve anlayış olmadan sevgi tahakkuk etmez. İnsan ancak bildiğini sever. Bilmek için ilgi duymak, ilgi duymak için ise yönelmek gerekir. Nereye yönelirsek kapı oradan açılacaktır. Sevgi ve nefretin doğru adreslere tevcihi, bu mevzuda hissedilecek ihtiyaç ve akabindeki doğru bilgilenme ile mümkün olacaktır.

Üç ayların bereketli ikliminin, sevgi ve düşmanlıkların tekrar masaya yatırılmasına ve bir iman meselesi olan bu mevzuda yanlış bakış, görüş ve duyuşların tashihine vesile olmasını niyaz ediyoruz. Gelecek sayımızda tekrar buluşmak ümidiyle afiyet, huzur ve sağlık içerisinde Allah’a emanet olunuz.

Altınoluk dergisi temin etmek ve abonelik için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.