Altınoluk Dergisinin Temmuz 2024 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 461. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Temmuz 2024 sayısı “Hayat İman ve Cihaddır” kapağıyla yayınlandı.

“Hayat İman ve Cihaddır” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 461. sayısının sunuşu şöyle takdim ediliyor.

CİHADDAN BAŞKA KURTULUŞ YOK

Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem bir sefer sırasında yolda yürürken Kureyşli bir delikanlının yoldan ayrılarak yürüdüğünü gördü. “Bu, filân değil mi?” diye sordu. “Evet, odur.” dediler. “Onu çağırınız” buyurdu. Genç adam gelince: “Neden yoldan ayrılarak yürüdün?” diye sordu. Genç: “Tozlardan korunmak için” deyince Canımız Efendimiz o gence: “Yoldan ayrılarak yürüme! Allah’a yemin ederim ki, Allah yolundaki bu tozlar, cennetin güzel kokularına denktir” buyurdu.

Dosdoğru yol üzerinde yürümek büyük bir fedakârlık gerektiriyor. İçimizdeki karanlık yan, yolun tam ortasında oturmuş düşman, yoldan sapanlar, yoldan çıkanlar, yolda yürüyenlere musallat olanlar derken istikamet üzere kalmak büyük bir çaba istiyor. Biz bu çabaya cihad diyoruz. Cihad; dini öğrenmek, ona göre yaşamak, dinin yaşanmasına vesile olmak ve en önemlisi Allah ile insanların arasını açanlarla mücadele ederek insanı ve fıtratı korumaktır.

Yeryüzünü ıslah iddiasıyla ifsada boğmak isteyenler bugün fıtratı hedef alıyorlar. Fıtrat, dinin üzerinde meyve vereceği topraktır. Bir diğer bakış açısı ile fıtrat Rabbimizin yazılımıdır. Teknolojik imkânlarla gözleri kamaşanlar ölümsüz ve cinsiyetsiz bir tür tasavvuruyla ilahi yazılımı bozmaya çalışıyorlar. Bu, Allah’a savaş açmaktır. Allah ile savaşanla aynı zaman ve mekânı paylaşan bizler için mücadeleden başka yol yoktur. Allah ve Rasûlü ile savaşanlarla mücadele, Allah ve Rasûlü’nün yolundan giderek yapılacaktır. Dolayısıyla cihad hem yoldur, hem de kurtuluştur. 

Ruhlarımızı düştüğü konfor bataklığından ancak cihad şuuru ile ayağa kalkarak kurtarabiliriz. Hak ve hakikat düşmanları ile kıyasıya mücadele asli hayat gayemizdir. Herkesin cihadı, kendi imkânı ve mevkiine göredir. Üzerimizdeki nimetlerin muhasebesi nasıl bir cihadımız olması gerektiğini bize söyleyecektir. Her nimet kendi cinsinden şükür ister. Allah’ın verdikleri ile O’na isyan etmemek en büyük şükür, yine bu nimetlerle O’nun düşmanları ile mücadele etmek ise en büyük cihaddır.

Temmuz sayımızda “hayat, iman ve cihaddır” başlığıyla hayatımızın temel gayesine dikkat çekiyor ve cihadı gaye haline getirmenin, hayatı din eksenli yaşamak ve yaşatmaya çalışmak demek olduğunun altını çiziyoruz. Biz dinimizi yaşar, öğrenir, yaşatır, öğretir, öğrenen ve öğreteni destekler ya da bunlarla meşgul olanları sever, buna düşmanlık edenlere de düşmanlık ederiz. Cihadı işlediğimiz bu sayımızda çeyrek asır önce dâr-ı bekâya rıhlet etmiş,  her şeyini hak yoluna bezletmiş bir büyük mücahidin Hâce Musa Efendi kuddise sirruh’un cihadını da ayrıca dikkatinize sunarız.

Yeni dönemde abonelerimize Prof. Dr. Ömer Çelik hocamızın velûd kaleminden, ebedi kurtuluş vesilemiz Kur’an’ımızdan hayat dersleri içeren kıymetli bir eser hediye edeceğiz. Nüzûl Sebeplerine Göre Kur’ân-ı Kerimden Ölçüler” isimli bu kitabımız her sene olduğu gibi bu sene de yine Altınoluk hassasiyeti ve Erkam Yayınları kalitesi ile sizlerle buluşacak. Böyle bir çalışma için bizleri kırmayarak kitabı kısa zamanda okuyucularımızın istifadesine hazır hale getiren Ömer Çelik hocamıza teşekkür ediyoruz; işleri bereketli, ömrü müzdad olsun.

Bilvesile yeni hicri senenizi ve aşure gününüzü tebrik eder, Alem-i İslam’a hayırlar getirmesini niyaz ederiz. Gelecek sayıda tekrar buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.