Alzaymır Hastaları İbadet Yapmakla Yükümlü müdür?
Alzaymır (Alzheimer) hastaları ibadet yapmakla yükümlü müdür? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım açıklıyor.
NAMAZ KILMANIN ŞARTLARI
Bir kimsenin namaz kılmasının şartları:
1) Müslüman Olmak:
Küfür ehli olan veya mürted bulunan bir kimsenin imamlığının geçerli olmadığı konusunda görüş birliği vardır. Bu durum namazdan sonra anlaşılırsa, cemaatin namazını yeniden kılması gerekir.
2) Akıllı Olmak:
Akıl hastasının arkasında kılınacak namaz geçerli değildir. Çünkü akıl hastasının kendisi için kıldığı namaz batıldır. Eğer hastalık nöbetler halinde geliyorsa, ayık olduğu zamandaki namaz sahih olur. Ancak böyle bir kimseye uymak mekruhtur. Bunak ile sarhoş da akıl hastası gibi olup, kendi başına namazları geçerli olmadığı için, bunların arkasında kılınan namaz da geçerli olmaz.
3) Ergen Olmak:
Hanefîlerin büyük çoğunluğuna göre farz veya nâfile namazlarda ergen olmayan mümeyyiz çocuğun, ergenlik çağına ulaşmış kimselere imamlık yapması geçerli değildir. Mâlikî ve Hanbelîler’e göre ise bu, sadece farz namazlarda geçerli olmaz. Güneş tutulması ve teravih namazı gibi nâfile namazlarda caiz olur. Şâfiler’e göre, ergenlik çağına ermiş kimselerin, yedi yaşla ergenlik çağı arasında bulunan mümeyyiz çocuğa uyması caizdir. Çünkü Amr İbn Seleme (r.a)’den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Ben, Nebî (s.a.s) zamanında yedi yaşında iken imamlık yaptım.”(Şevkânî, age, III, 165.)
4) Abdestli ve Temiz Olmak:
Bir imam, namazı abdestsiz veya cünüp olarak kıldırdığını sonradan anlasa, kendisinin ve bu durumu öğrenen cemaatin namazı yeniden kılmaları gerekir. Çünkü Amr İbn Dinar’dan gelen bir rivâyete göre, Hz. Ali’nin cünüp veya abdestsiz olarak böyle bir namaz kıldırdığı, kendisinin ve cemaatin bu namazı yeniden kıldıkları nakledilmiştir.(Tehânevî, İ’lâü’s-Sünen, IV, 288, H. No: 1275-1277, A. İbn Hanbel, I, 88, 99.) Fakihlerin çoğunluğuna göre, kişinin bu durumu bilip bilmemesi sonucu etkilemez. Başka bir görüşe göre, imam bu durumu cemmate haber veremezse, kendisinin yeniden kılması yeterli olur.
5) Özürlü Olmamak:
Hanefî ve Hanbelîler’e göre, imamda sürekli burun kanaması, sürekli yellenme, sidiğini tutumama gibi özürlerin bulunmaması gerekir. Böyle bir özrü olan kişi, ancak kendisi gibi özürlü olan kimselere imamlık yapabilir. Çünkü, Hz. Peygamber (s.a.s) yağmurlu bir günde, yere secde edemedikleri için ashabına ima ile namaz kıldırmıştır.(Tirmîzî, Mevâkît, 176; A. İbn Hanbel, V, 174; İbn Âbidîn, age, I, 541.) Eğer imamla cemaatin özürleri farklı olursa bu namaz caiz olmaz. Meselâ, sidiğini tutamayan imama yine bu şekilde sidiğini tutamayan bir kimse uysa namaz sahih olur. Fakat imamın buna ek olarak yellenme özrü de bulunsa, buna tek özrü olan kimse uyamaz. Çünkü imam iki özürlü, ona uyan kişi ise bir özür sahibidir.
Şâfiler’e göre ise, namazı iade etmesini gerektirmeyecek derecede özürlü bulunan kimsenin özürsüz sağlam bir kimseye imamlık yapması sahihtir.(İbn Âbidîn, age, I, 541; Zühaylî, age, II, 179.)
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları