Alzaymırda Erken Teşhis İçin Geliştirilen Kan Testinde Sona Yaklaşılıyor

Alzaymır hastalığının erken teşhisinde kullanılabilecek kan testi çalışmalarında ilerleme kaydedildiği açıklandı.

Alzaymır hastalığıyla mücadele kapsamında uzun süredir üzerinde çalışmalara devam edilen kan testinde sona yaklaşıldığı bildirildi.

ABD'nin Los Angeles şehrinde düzenlenen Alzaymır Derneği Uluslararası Konferansı'nda, alzaymır hastalığının erken teşhisi üzerine farklı çalışma gruplarının araştırmalarının sonuçları tartışıldı.

Etkinlikte konuşan Ulusal Yaşlanma Enstitüsü Direktörü Dr. Richard Hodes, alzaymırla mücadelede hayati öneme sahip erken teşhis için geliştirilen kan testinde önemli aşamalar kaydedildiğini ifade etti.

Son gelen sonuçları "çok umut verici" şeklinde tanımlayan Hodes, "Geçen yıl içerisinde çok hızlı bir şekilde ilerleme sağlandığını gördük. Bu durum, bizim umduğumuzdan çok daha hızlı şekilde gerçekleşti." diye konuştu.

Hodes, kan testlerinin yakın tarihte devletçe fonlanan çalışmalarda denenmeye başlanacağını ancak genel tedavi kapsamına alınmasının zaman alacağını söyledi.

Alzaymır hastalığının erken teşhisi için Washington Üniversitesinde geliştirilen bir kan testinin sonuçlarını paylaşan Dr. Randall Bateman da dünya genelinde çalışmaların devam ettiğini ve bilim insanlarının bulgularının genel olarak benzerlik gösterdiğini kaydetti.

Bateman, birkaç sene içerisinde kan testlerinin alzaymır hastalığının teşhisinde tam anlamıyla kullanıma başlamasını beklediğini sözlerine ekledi.

DÜNYADA YAKLAŞIK 50 MİLYON DEMANS VE ALZAYMIR HASTASI VAR

Kişilerin beyin işlevlerindeki azalmayı kandaki proteinlerin seviyelerine göre değerlendiren kan testi yöntemi üzerinde uzun süredir araştırmalar devam ediyor.

Doktorlar, alzaymırla mücadelede kapsamlı testlere ve erken teşhis sağlayacak kan testi gibi çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu, mevcut yöntemlerin oldukça pahalı ve sürdürülemez olduğunu dile getiriyor.

Dünyada yaklaşık 50 milyon insanın alzaymır, demans (bunama), parkinson gibi dejeneratif hastalıklara sahip olduğu ve 2050 yılına kadar bu sayının 135 milyona yükseleceği öngörülüyor.

İlk defa 1906 yılında Alman bilim adamı Alois Alzheimer tarafından tanımlanan ve 65 yaş üstü kişilerde beyin dokularında ağır hasara neden olan alzaymır hastalığı için hala etkili bir teşhis ve tedavi yöntemi bulunmuyor.

Görünür belirtileri, genellikle hastalığın başlangıcından sonraki 10 yıl içinde ortaya çıkan alzaymırda teşhis konulduğunda da çok geç kalındığı için tedavi girişimleri yanıt vermiyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.