Amerika'da İlk Kez Mahya Asılacak!

ABD’nin başkenti Washington yakınlarında, Maryland eyaletinde yapılan Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi, ABD’deki bir ilk olacak minaresindeki mahyası, sabah namazının ardından mukabelesi, akşamları iftar ve teravih namazıyla hem gurbetteki Türklere Ramazanın ruhunu yaşatacak hem de bölgedeki Müslümanlara ve diğer Amerikalılara Türklerin Ramazan kültürünü tanıtacak.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öncülük ettiği projeyle 60 dönümlük arazi üzerinde yapımı tamamlanmak üzere olan Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi, ilk kez ramazana ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

İSLÂM KÜLTÜRÜNÜ YAYACAK

16. yüzyıl Osmanlı mimarisini yansıtan iki minareli ve dört şerefeli camisi, Türk hamamı ve diğer birimleriyle Washington’a 30 kilometre mesafedeki Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi, Ramazan'da bir yandan Müslüman toplumuna hizmet etmeyi diğer yandan da Amerikalılara İslam kültürünü tanıtmayı amaçlıyor.

HER GÜN 350 KİŞİYE İFTAR

Bu kapsamda, merkezde Ramazan ayı boyunca her gün 350 kişiye iftar verilecek, ardından teravih namazları kılınacak. İftarlara bölgede bulunan Türk işadamları sponsor olacak. Ayrıca, bölgede yaşayan Müslümanlara sabah namazının ardından mukabele okunacak.

İLK KEZ MAHYA ASILACAK

Ramazanın simgelerinden birisi olan mahya, ABD’de de ilk kez bu caminin minarelerine asılacak. Mahyanın üzerinde “Hoşgeldin Ramazan” yazacak.

Merkezde, ayrıca, konferans salonlarında 30 gün boyunca çeşitli toplantılar düzenlenmesi de planlanıyor.

MAHALLELİ MUTLULUKLA KARŞILADI

Yaklaşık 35 yıldır caminin bulunduğu mahallede yaşayan 62 yaşındaki emekli postane görevlisi Don Gaston, camiden çok etkilendiğini ve bu kompleksin kendi mahallelerinde yapılmış olmasından mutluluk duyduğunu söyledi. Merkezin bölgenin değerini de yükselteceğini belirten Gaston, “Kompleks bittikten sonra çevre halkı daha mutlu olacak” dedi.

Ayrıca, Türk mimarisinin kullanıldığı 10 konukevinin ileride yaşlılar için bakım evi olarak da kullanılması da planlanıyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.