Amerikalı Müslümanlardan Arakan’daki Soykırıma Tepki

USCMO Genel Sekreteri Usame Cemal, Arakanlı Müslümanların Myanmar ordusu tarafından katledilmesine seyirci kalan uluslararası topluma tepkisini dile getirdi.

ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO) Genel Sekreteri Usame Cemal, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik devam eden katliamların durdurulması için ABD yönetimini göreve çağırdı ve “Myanmar gibi bir devlet böylesi bir vahşet ve insanlık suçundan kurtulabilirse dünyanın hangi noktasında kim kendisini güvende hissedebilir?” ifadesini kullandı.

Özgür ve uygar dünyanın Myanmar'da masum sivillerin kitlesel olarak zulme uğramasına tanık olduğunu ve bu konuda hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Cemal, “ABD hükümetinden Myanmar’a bu etnik ve sistematik cinayetleri durdurması için baskı yapmak amacıyla nüfuz ve gücünü kullanmasını istiyoruz. Myanmar gibi bir devlet, böylesi bir vahşet ve insanlık suçundan kurtulabilirse dünyanın hangi noktasında kim kendisini güvende hissedebilir?” diye konuştu.

AMERİKALI MÜSLÜMANLAR ENDİŞELİ

ABD gündemindeki diğer konulara da değinen Cemal, özellikle Virginia’nın Charlottesville kentinde patlak veren olaylar nedeniyle Amerikalı Müslümanların “endişeli ve korku dolu” bir Kurban Bayramı kutlamaya hazırlandığını kaydetti.

Cemal, “Charlottesville’de yaşananlar, Müslümanları da hedef alan şiddet yanlısı grupların potansiyelini göstermek adına dikkat çekici bir örnekti.” dedi.

ABD’nin bir süre önce ırkçı gösterilere sahne olan Virginia eyaletinde ırkçılık karşıtı grubun üzerine araba sürülmesi sonucu Heather Heyer yaşamını yitirmişti.

Bulunduğu mevki ve insanlar üzerindeki etkisi nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ı şiddet yanlışı gruplardan daha “endişe verici” olarak niteleyen Cemal, “Ne olursa olsun inancımız ve geleneklerimizin gereklerini yerine getireceğiz.” diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.