Ankebût Suresi 12. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Ankebût Suresi 12. ayeti ne anlatıyor? Ankebût Suresi 12. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Ankebût Suresi 12. Ayetinin Arapçası:
وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّبِعُوا سَب۪يلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْۜ وَمَا هُمْ بِحَامِل۪ينَ مِنْ خَطَايَاهُمْ مِنْ شَيْءٍۜ اِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
Ankebût Suresi 12. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kâfirler mü’minlere: “Bizim yolumuza uyun, günahlarınızı biz yüklenelim” derler. Halbuki kâfirler, bunların günahlarından hiçbir şey yüklenemezler. Onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.
Ankebût Suresi 12. Ayetinin Tefsiri:
Müşrikler,
bir taraftan dinlerinden döndürmek için mü’minlere baskı uygularken, bir
taraftan da yine aynı maksatla: “Siz o dini bırakın, bizim dinimize uyun,
vebâliniz bizim boynumuza olsun” diyerek onlarla alay ediyorlardı. Onların bu
sözleri ciddiyetten uzak, tamâmen yalandan ibaretti. Çünkü mahşer günü, hiçbir
kişinin bir başkasının günahını yüklenmesi mümkün değildir. Âyet-i kerîmede
şöyle buyrulur:
“Hiçbir
günahkâr, başkasının günahını yüklenmez ve onunla yargılanmaz. Ağır bir günah
yükü altında ezilen kimse, yükünü taşımak için başkasını yardıma çağırsa, bu
çağırdığı kimse akrabası bile olsa, onun günahından en küçük bir şey
yüklenemez…” (Fâtır 35/18)
Orada
herkes kendi günahını yüklenecektir. Fakat bunun içinde hem bizzat kendisinin
işlediği günah bulunacak, hem de günah işlemelerine sebep olduğu kimselerin
günahları olacaktır. Allah Teâlâ şöyle buyurur.
“Onlara:
«Rabbiniz size ne indiriyor?» diye sorulduğu zaman, «Öncekilerin masallarını!»
diye karşılık verirler. Neticede onlar kıyâmet gününde kendi günahlarını
tamamen yüklendikleri gibi, bilgisizce saptırdıkları kimselerin bazı
günahlarını da yükleneceklerdir. Dikkat edin, sırtlarına ne kötü bir yük
alıyorlar!” (Nahl 16/24-25)
Bu
hususta Peygamberimiz (s.a.s.) de şu izahı yapar:
“İslâm’da
iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin
sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey
noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı
vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat
onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz” (Müslim,
Zekât 69)
Sûrenin
3 ve 4. âyetlerinde Allah Teâlâ, önceki ümmetleri de imtihâna tâbi tuttuğunu ve
kötülük yapanların Allah’ın azabından kaçıp kurtulmalarının mümkün olmadığını
beyân buyurmuştu. Buradan itibaren bir kısım peygamberlerin hayatlarından
aktarılan kesitlerle bahsedilen imtihân ve sonucuna dair misaller verilir. İlk
misal Nûh (a.s.)’dan:
Ankebût Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Ankebût Suresi 12. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...