Ankebût Suresi 38. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Ankebût Suresi 38. ayeti ne anlatıyor? Ankebût Suresi 38. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Ankebût Suresi 38. Ayetinin Arapçası:
وَعَادًا وَثَمُودَا۬ وَقَدْ تَبَيَّنَ لَكُمْ مِنْ مَسَاكِنِهِمْ۠ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ اَعْمَالَهُمْ فَصَدَّهُمْ عَنِ السَّب۪يلِ وَكَانُوا مُسْتَبْصِر۪ينَۙ
Ankebût Suresi 38. Ayetinin Meali (Anlamı):
Âd ve Semûd’u da helâk ettik. Onların başına nelerin geldiği, harap olmuş meskenlerinden size açıkça belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püsledi de, böylece onları doğru yolu tutmaktan alıkoydu. Halbuki onlar gerçeği görebilecek kadar zeki ve uyanık kimselerdi.
Ankebût Suresi 38. Ayetinin Tefsiri:
Âd
ve Semûd kavimleri aslında dünya işlerine akılları iyi çalışan, uyanık, zeki ve
becerikli kimselerdi. Fakat âhireti bırakıp sırf dünyaya yönelmek akıllılık
değil, ahmaklıktır. Zira Resûl-i Ekrem (s.a.s.) akıllı ile ahmak kimseyi şöyle
tarif buyurur:
“Akıllı
kişi, nefsinin kötü arzularına hâkim olup ölüm sonrası için çalışandır. Ahmak
ise, nefsinin kötü arzuları peşinde gittiği halde Allah’tan öylesine dileklerde
bulunup durandır.” (Tirmizî, Kıyâmet 25; İbn Mâce, Zühd 31)
Bu
yüzdendir ki, akılları âhirete değil dünya işlerine çalışan bu nasipsizler,
şeytana tâbi oldular, onun tahrikiyle yaptıkları kötülükleri iyi bir şey
sandılar ve doğru yoldan saptılar. Netice yine peygambere muhalefet ve yine
feci bir helak oldu.
Peki
Kârun, F,ravun ve Hâman:
Ankebût Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Ankebût Suresi 38. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...