Anne Baba İlgisi Gören Çocuklar Daha mı Zeki?

Çocuğunuzun zeki olması sizin elinizde! Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Toprakçı’dan bebeğin gelişimi için anne babalara tavsiyeler...

Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla okula yeni giden çocuğunun dersi anlayıp anlamadığı ve çocuğunun zeki olup olmadığının aileleri tedirgin eden konuların başında geldiği kaydedildi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Toprakçı, çocukların zeki olmasında genetik etkenlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de çok etkili olduğunu söyledi. Zeki bir çocuğa sahip olmada okul öncesi eğitimin önemini vurgulayan Toprakçı, çocuğun 3 yaşından itibaren topluma uyum sağlamayı öğrenmesi, ilkokula daha donanımlı başlayabilmesi için 3 yaşından itibaren çocukların anasınıfına, yuvaya gönderilesi gerektiğini dile getirdi.

ÇOCUKLARA ÇAY İÇİRMEYİN

Özellikle demir eksikliğinin zihinsel gelişimi, okuldaki dikkati olumsuz yönde etkilediğini belirten Toprakçı, Türk toplumunda yaygın olan çay içme alışkanlığının bebeklere, çocuklara da öğretildiğini ve bunun ciddi demir eksikliğine sebep olduğunu ifade etti.

Demirin özellikle kırmızı ette ve yumurtada olduğunu, et alamayan ailelerin yumurta ile bu eksikliği giderebileceğini belirten Toprakçı, kuru baklagiller, pekmez, yeşil yapraklı sebzeler de demir bulunduğunu söyledi.

Ailelerin çocuğun büyüme ve gelişimini yakından takip etmesi gerektiğine dikkat çeken Toprakçı, düzenli olarak doktor kontrollerinin de yapılması gerektiğini vurguladı.

KİTAP OKUYAN ANNE BABANIN ÇOCUĞU DAHA ZEKİ OLUYOR

Toprakçı, okul öncesi dönemde çocuğun içinde bulunduğu ev ortamından etkilendiğini, kitap okumayan bir ailede büyüyen çocuğun da kitap okumayı sevmediğini dile getirdi.

Küçük yaştan itibaren çocuğa evde kitap sevgisi aşılanması gerektiğini söyleyen Toprakçı, anne babası kitap okuyan çocuğun okul döneminde dikkatini toplamasının, algılamasının daha kolay olduğunu, evde kitap okunmayan bir ailede büyüyen çocuğun ise okula başladığında kitaplara çok yabancı olduğunu, ödev yapmayı, ders çalışmayı bir külfet olarak gördüğünü ifade etti. Toprakçı, çocuğun zihinsel gelişiminde beslenme ve genetik yapının yanında evdeki huzurunda önemli olduğunun altını çizdi.

ZEKİ BİR BEBEK İÇİN NELER YAPMALI?

İnsan hayatının ilk yıllarının beyin gelişiminde çok önemli olduğunu, bu dönemde bebeği desteklemenin, zeki bir bebek yetiştirmenin anne-babanın elinde olduğunu vurgulayan Toprakçı, bunun için gerekli olanın sabır ve bebeğe ayrılacak zaman olduğunu belirtti. Bebeğin gelişimi için en gerekli etkenin insanlarla iletişime girmek olduğunu söyleyen Toprakçı bebeğin gelişimini desteklemek için ailelerin yapabileceklerini şöyle sıraladı:

  • Yenidoğan bebeğinizle göz teması kurun, gözlerinin açık olduğu o değerli anları kaçırmayın.
  • Bebekle konuşun, ona bir şeyler anlatın.
  • Bebeğinizi emzirin. Anne sütünün yararları yanında, beslenme seansları bebekle göz göze gelme, konuşma, şarkı söyleme fırsatı yaratacaktır.
  • Bazı mimikler yapın, yüzünüzü komik şekillere sokun. 1-2 günlük yeni doğan bebekler bile yüz hareketlerini taklit edebilirler.
  • Aynada kendisini görmesini sağlayın.
  • Onu gıdıklayın, gülmesini sağlayın.
  • Birlikte yürüyüşlere çıkın. Etrafta gördüklerinizi, duyduklarınızı ona anlatın. Onu markete, alışverişe, parka götürün.
  • Ona şarkılar söyleyin. Bu, sizin uydurduğunuz bir şarkı da olabilir.
  • Ona müzik dinletin. Bazı çalışmalarda, müzik ritimlerini öğrenmenin ileride matematik öğrenmeyi kolaylaştırıldığı gösterilmiş.
  • Bir şey yapmadan önce, ona ne yapacağınızı söyleyin (Şimdi ışığı kapatıyorum gibi) Böylece, neden-sonuç ilişkisi kurmaya başlayacaktır.
  • Ona kitap okuyun, resimleri gösterin, her şeyin adını söyleyin.
  • Değişik dokulu kumaşları, giysileri ellemesini sağlayın, onları cildine değdirin.
  • Yiyecekleri ellemesine, kendini beslemeye çalışmasına izin verin.
  • Hareketlenip emeklemeye başladığında, yerde yastıklar, oyuncaklarla engelli bir parkur oluşturun.
  • Ona masal anlatın.
  • Televizyonu kapatın.
  • Banyo sırasında, plastik kaplara su doldurup boşaltmasına, suyla oynamasına izin verin.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.