Anne-Baba ve Çocukların Birbirine Karşı Davranışı Nasıl Olmalıdır?
Anne-babanın çocuklarına, çocukların da ebeveynine karşı davranışlarının ölçü ve sınırını belirleyen mesajlar var mıdır?
Kur’ân ve sünnette anne-baba çocuk ilişkileriyle ilgili çeşitli hükümler yer alır. Özellikle hamilelikle başlayan, doğumdan sonra çocuğu emzirmek, büyütüp yetiştirmek anne için yorucu aşamalar olduğu için, onun bu emeğine dikkat çekilir ve çocukların anne-babaya saygıda kusur etmemesi şöyle ifade edilir:
“Biz insana ana) babasını tavsiye ettik. Anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşıdı. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana ve babana şükret diye (tavsiye ettik). Dönüş ancak banadır.” [1]
İmam Ebû Yûsuf, Muhammed ve İmam Şâfi bu ayete dayanarak çocuğun süt emme süresinin iki yıl olduğunu söylemiştir. İmam Ebû Hanîfe ise, “Hamilelik ve sütten kesilme süresi otuz aydır.” (Ahkâf, 46/15) ayetinde, hamilelik ve sütten kesilmeyi, ayrı ayrı otuzar ay olarak değerlendirmiştir. Çoğunluk fakihler, bu ayetteki 30 aydan, yukarıdaki ayette belirtilen iki yılı (24 ay) çıkarınca, kalan altı ayı, canlı doğum yapılabilen, en kısa süre olarak almışlardır. Fetvaya esas olan, çoğunluğun görüşüdür.[2]
Ayette anne-babaya şükür; onların haklarını gözetmek, itaat ve iyilikte bulunmak ve dua etmek olarak tefsir edilmiştir. Nitekim, Allâh’ın Rasûlüne, “Ben kime iyilik edeyim” diye soran sahabeye, üç kere “anana”, dördüncüde “babana” diye cevap vermesi anlamlıdır.[3]
Ancak anne-babanın çocuklarını şirke düşürecek ve İslâm dininden uzaklaştıracak bir yol izlemeleri durumunda onlara itaatin gerekmediği devamı ayette şöyle belirtilir:
“Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi, bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi bilinen örfe göre geçin…” [4]
Yukarıdaki iki ayetin Sa’d İbn Ebî Vakkas’ın (ö.55/675) annesi hakkında indiği rivayet edilmiştir. Sa’d İslâm’a girince annesi buna tepki göstermiş, hatta ölüm orucuna başlamış, iki gün yeme içmeyi terk etmiş. Ancak Sa’d, “Anneciğim! Bilesin ki, vallahi yüz canın olsa da birer birer çıksa, ben bu dini hiçbir şey için terk etmem, artık dilersen ye, dilersen yeme.” demiş. Bunun üzerine anası yemeğini yemiş. İşte bu iki ayet veya ikinci ayet bu sebeple inmiştir.
Dipnotlar:
[1]. Lokman, 31/14. [2]. Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, VI, 273. [3]. bk. Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1; Ebû Dâvûd, Edeb, 120. [4]. Lokman, 31/15.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları
YORUMLAR