Anne Babaların Kabusu Sona Erecek

Bursa'da yaşayan öğretim görevlisi, ağlama sesine göre bebeğin durumunu belirleyen ve ebeveyni haberdar eden "akıllı beşik cihazı" tasarlayarak, patentini aldı.

Bebek sahibi olduğunda yaşadığı sıkıntılardan yola çıkan Uludağ Üniversitesi (UÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (MYO) öğretim görevlisi Basri Kul, öğrencisiyle birlikte "akıllı beşik cihazı" tasarladı. Kul'un patentini aldığı "akıllı beşik cihazı" ile bebeğin neden ağladığı tespit edilerek ebeveynine bildiriliyor.

Beşiğe bağlanan cihazla bebeğin sesi sürekli takip ediliyor. Cihaz, bebek ağlamaya başladığında önce ağlama şeklini tespit ediyor. Buna göre de bebeğin hangi durumda olduğunu hesaplayan cihaz, ekran üzerinden ebeveyne bebeğin acıktığı, anne şefkatine ihtiyaç duyduğu, uykusu geldiği yönünde bilgi veriyor.

Beşiğin fonksiyonlarını iyileştirmek, bebeği rahatlatmak ve özellikle bebeklik dönemindeki stres seviyesini düşük tutmak amacıyla tasarlanan cihaz, aynı zamanda bebeğin yastığına yerleştirilen bir birim sayesinde sürekli ölçüm yaparak ateşi yükseldiğinde de uyarı veriyor.

ŞEFKATE İHTİYACI VARSA ANNE SESİ DİNLETİLİYOR

Kul yaptığı açıklamada, bebeklerin sorunlarını ağlayarak ifade etmesi dolayısıyla onların ağlama sesinden durumları hakkında bilgi elde etmeyi amaçladıklarını söyledi.

Cihazın, bebeğin ağlaması sırasındaki ses değişiminden ve yapısındaki farklılıklardan yola çıkarak 4 temel kriter belirlediğini dile getiren Kul, şöyle konuştu:

"Cihaz sayesinde bebeğin aç olduğunu, anne şefkatine ihtiyaç duyduğunu, uykusunun geldiğini ya da konforunun yerinde olmadığını tespit edebiliyoruz. Anne şefkatine ihtiyacı olduğu taktirde önceden cihaza kaydedilmiş pışpışlama ya da ninni şeklindeki anne sesi, bebeğe dinletiliyor. Mesela, beşiğin içine oyuncağı düşmüş ve bebeğe rahatsızlık veriyordur. Bunu da yine bebeğin ağlama yapısından tespit edebiliyoruz. Açlık durumunda da bebeklerde ağlama şekli değişiyor. Bu ses yapısındaki farklılıkları tespit ederek, ebeveynleri yönlendirmek istiyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.