Anne Babamın Elinde “Telefon Olmak” İsterdim

Çoçukla iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Çocuklar anne babalarından ne ister? Çocuklarımıza fırsat verirsek bizden isteyecekleri şeyler.

Seminer için gittiğim okulun birinde sosyal statüsü yerinde bir öğrenci velisi; “Hocam bizim çocuk dersleri tamamen bıraktı. Dersler ve sınavlar sanki onun hayatında yokmuş gibi davranıyor. Odasından hiç çıkmıyor. Sürekli telefonuyla uğraşıyor. Sadece yemekte yanımıza geliyor. Yemekte de kimse ile konuşmuyor ve hızlıca yemeğini yiyip tekrar odasına çekiliyor. Bu konu da ne yapmamı önerirsiniz?” dedi.

Peki, çocuğunuzla oturup konuşabiliyor musunuz? Tabi ki hocam, çağırdığımız zaman gelir, bizi de Allah için dinler fakat söylediklerimizi de bir iki gün uygular sonra tekrar bırakır.

Peki, çocuğunuzla birlikte olduğunuz zaman daha çok kim konuşur. Tabi ki ben hocam.

Peki, konuşmalarınız hangi konu üzerine oluyor? Tabi ki ders başarısı üzerine oluyor.  Derslerine planlı çalışması gerektiğini çünkü sınavların yaklaştığını, bu çalışma ile hiçbir yeri kazanamayacağını, ileride çok pişman olacağını, son pişmanlığında fayda vermeyeceğini söylüyorum. Yine kendi şartlarımla onun şartlarını kıyaslayarak anlatırım. Kendisine sunduğumuz imkânları iyi değerlendirmesi gerektiğini söylüyorum. Yani çocuğunun geleceğini düşünen her veli gibi anlatılması gereken ve söylenmesi gereken her şeyi söylüyorum.

- Peki, çocuğunuzla konuşurken elinizde de telefon var mı?

- Tabi ki hocam. Gelen aramalara ve mesajlara da bakmıyorum desem yalan olur.

- Sizce, siz ne yapıyorsunuz?

- Çocuğumla oturup sohbet ediyorum.

- Bence siz çocuğunuzla oturup sohbet etmiyorsunuz sadece nasihat ediyorsunuz. Çocuğunuza göre de nutuk çekiyorsunuz.

- Hocam ben bilmem, ben bildiğim kadarıyla elimizden gelenin en iyisini ve en doğrusunu yapmaya çalışıyorum.

- Niyet olarak doğru fakat yöntem ve yaklaşım olarak doğru değil. Çünkü siz çocuğunuzla konuşurken sohbet etmiyor nasihat ediyorsunuz. Her konuşma sohbet değildir.

- Yani hocam açar mısınız bunu biraz?

- Şöyle anlatayım: Siz arkadaşlarınızla mı birlikte olmayı seversiniz ya da patronunuz/müdürünüzle mi?

- Tabii ki arkadaşlarımla.

- Neden patronunuz ya da müdürünüz değil?

- Hocam arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Patronumuz ya da müdürümüzle ise iş konusunda önerileri adı altında emirlerini dinliyoruz.

- Patronunuz ya da müdürünüz siz çağırdığı zaman yanına severek gider misiniz?

- Hayır, çünkü ya eksik bir şey bulacak ya da emrivaki bir şeyler isteyecek.

- Yani patronunuz ya da müdürünüzün yanına gitmekten ya da onunla birlikte olmaktan mutlu olmuyorsunuz.

- Aynen öyle hocam.

- Şimdi çocuğunuzun yerine kendinizi koyun; sizden sürekli bir şeyler isteyen, nasihat adı altında nutuk çeken bir anne-baba ile birlikte olmak ister misiniz? Cevabınızın hayır olacağını bildiğim için soruyu şu şekilde sorayım. Çocuğunuzun odasına kapanarak telefonunda bulup da sizde bulamadığı şey nedir acaba?

ÇOCUKLAR ANNE BABALARINDAN NE İSTER?

İnanın çocuklarımıza fırsat versek bizden şunları isteyeceklerdir:

  1. Anne babamın telefonu elinde tuttuğu kadar benim de elimden sevgiyle tutmasını,
  2. Anne babamın telefonun ekranına baktığı kadar benim de gözlerimim içine sevgiyle bakmasını,
  3. Anne babam sabah kalkınca ilk baktıkları telefon yerine evde ilk bakılanın ben olmasını,
  4. Anne babamın telefonla ilgilendiği kadar benimle de ilgilenmesini,
  5. Anne babamın telefonla geçirdiği zaman kadar benimle de nitelikli zaman geçirmesini,
  6. Anne babamın telefondaki değişimler dikkate aldığı kadar bendeki değişimleri de dikkate almasını,
  7. Anne babam telefonuna kılıf alırken gösterdiği özen ve estetik kadarını benim ruh dünyama da göstermesini,
  8. Anne babamın telefonunun kılıfına gösterdiği hassasiyet kadar benim de duygusal ihtiyaçlarıma hassasiyet göstermesini,
  9. Anne babamın telefonunun ekranını korumak için kırılmaz cama karşı gösterdiği hassasiyeti benim kalbimin kırılıp kırılmamasına da göstermesini,
  10. Anne babamın telefonunu değiştirme ihtiyacı kadar benim için kendilerini değiştirme ihtiyacı hissetmesini,
  11. Anne babamın telefonun özelliklerini öğrenmeye çalıştığı kadar beni de kişiliğimle tanımaya çalışmasını,
  12. Anne babamın telefonun fabrika ayarların öğrenmeye çalıştığı kadar benim de psikolojik dünyamı öğrenmeye çalışmasını,
  13. Anne babamın telefonunda paylaştıklarının beğenilmesi için gösterdiği çabayı benim beğenilmem için de göstermesini,
  14. Anne babamın telefonda paylaştıkları kadar benimle de bir şeyler paylaşmasını,
  15. Anne babamın paylaştıklarına yapılan beğeni ve yorumlara verdiği geri bildirimler kadar benim ilgi ve sevgi mesajlarıma da geri bildirim vermesini,
  16. Anne babamın telefonun şarjını biterken duyduğu kaygı kadar benim onlara karşı sevgimin azalmasının kaygılandırmasını,
  17. Anne babamın telefonu baş tacı yapıp yastığının altına koyup uyuduğu gibi 40 yılda bir de olsa “gel evladım bugün de seninle 40 yıllık dost gibi sohbet edelim” demesini,
  18. Anne babamın telefondaki seslere kulak verip can kulağıyla dinlerken benim sesime de omuz silkmek yerine can kulağını vermesini,
  19. Anne babamın telefon çalarken hemen cevap verme telaşını benim gönülden haykırdığım sevgi ihtiyaçlarıma da göstermesini,
  20. Ve en önemlisi; anne babamın telefonda arkadaşları ile konuşurken gösterdiği kibarlık, yumuşak söz ve sevgi dilini benimle konuşurken de göstermesini isterdim.

Kaynak: M. Emin Karabacak, Altınoluk Dergisi, Sayı: 432

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN ÇOCUKLARLA İLETİŞİMİ NASILDI?

Peygamberimizin Çocuklarla İletişimi Nasıldı?

PEYGAMBERİMİZİN ÇOCUK SEVGİSİ

Peygamberimizin Çocuk Sevgisi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.