Anne Babanın İmtihanı
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 3 yıl önce 12 yaşındaki kızını teşhis edilemeyen bir rahatsızlık sonucu kaybeden Hasan-Nazile İnne çifti, yürüyemeyen ve konuşamayan 4 çocuğuna da tanı konulmasını bekliyor. Anne babanın duâlı bekleyişi bize “Mallarınız da, çocuklarınız da sizin için bir imtihandır”[1] ayetini hatırlatıyor.
Hepimize ibretlik bir haber Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinden geldi: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine 7 gün önce başvuran İnne çiftinin çocuklarından Samet (12), Mustafa (7) ve Melek (4) nöroloji servisinde, Muhammet (10) ise çocuk hastalıkları servisi yoğun bakım ünitesinde doktor kontrolünde tutuluyor.
Doktorlar, 4 kardeşin rahatsızlığına tanı koymaya çalışıyor. Yaklaşık 3 yıl önce 12 yaşındaki kızı Sibel'i teşhis edilemeyen bir rahatsızlık sonucu kaybeden İnne çifti, 4 çocuğunun bir an önce sağlığına kavuşması için dua ediyor.
DERT SENDE DEVA SENDE
Baba Hasan İnne, çocuklarıyla ilgili şöyle konuştu:
"Hastalıkları yere çökmeleriyle, yere düşüp dengelerini kaybetmeleriyle başlıyor. Yemek yiyemiyorlar, iştahları kesiliyor. Bu şekilde giderek çöküyorlar. Yani 4 yaşından sonra çocuklarım çöküyor. 12 yaşında bir çocuğumu kaybettim. Bir çocuğum yoğun bakımda yatıyor, biri de 7 yaşında aynı hastalıktan yatalak. Bir kızım da 4 yaşında, onun hastalığına müdahale ediliyor, bir çare bulunamıyor."
İnne, Türkiye'de birçok hastaneye gitmelerine rağmen çocuklarına teşhis konulamadığını, çaresiz kaldıklarını ifade ederek, çocukların tedavisi için devlet yetkililerinden yardım beklediklerini belirtti. “Bu çocuklar böyle yatalak olup ölüyor. Biz de onlarla vicdan azabı çekiyoruz" dedi.
Tek isteklerinin çocuklarının hastalığına teşhis konulması olduğunu kaydeden İnne, "Eğer yurt dışında tedavisi varsa, gerek varsa bizi oraya göndersinler. Bir çare bulunsun, Allah rızası için biri çıksın 'çocuklarının çaresi budur' ya da 'derdi budur, dermanı budur' desin. Biz de kendimizi bilelim. Maddi olarak yardım istemiyorum. Sadece benim çocuklarıma bir çare bulunsun" şeklinde konuştu.
ÇARESİZ KALMAK
Anne Nazile İnne de "Sağlık Bakanı'na sesleniyorum, Başbakan'a sesleniyorum o da bir babadır. Allah rızası için bunlara bir çare bulsunlar. Birisi yoğun bakımda, birisini de şimdi yoğun bakıma alacaklar. Biri bir haftadır yürüyemiyor. Biri de konuşamıyor, dengesi yerinde değil. Biz çok çaresiziz" ifadesini kullandı.
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Yakıncı ise şimdiye kadar teşhis konulamamasının aileyi olumsuz etkilediğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Aslında ilk çocuk doğduğu zaman keşke teşhis konulabilseydi veya şöyle bir öneride bulunulsaydı; 'Bu hastalığa teşhis koyamadık. Siz, bir daha çocuk sahibi olmayın'. Çünkü teşhis konulmadığı zaman aile sağlam çocuk sahibi olmak için bir daha çocuk sahibi olmak istiyor. Sonuçta da 3-4 çocuk bu şekilde aynı hastalıktan zarar görüyor, yani doktorlukta bunun önerilmesi lazım. Tabii asıl amaç, bu hastalığa teşhis koymak da ama diyelim ki koyamadık böyle bir şeyin önerilmesi gerekli, 'bu hastalığa teşhis koyamadık, o zaman teşhis koyana kadar siz çocuk sahibi olmayın' diye bir öneride bulunulması lazım."
Yakıncı, 4 kardeşe bir an önce teşhis koyarak, tedavilerine başlamak istediklerini kaydetti.
[1] Enfal 8/28; Teğâbün 64/15.
Kaynak: Anadolu Ajansı – Altınoluk Dergisi