Anne ve Babamıza Nasıl Davranmalıyız? | Ahkaf Sûresi 15. Ayet
Anen ve babamıza nasıl davranmalıyız? Ahkaf suresi 15. ayetinde Rabbmiz bizleri anne ve babamız hakkında nasıl uyarıyor, neyi emrediyor? Dr. Adem Ergül Hoca anlatıyor...
"Biz insana anne babasına en güzel şekilde davranmasını önemle emrettik. Çünkü annesi onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun ana karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihâyet insan güçlü kuvvetli çağına erişip kırk yaşına varınca şöyle der: “Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeyi ve seni hoşnut kılacak sâlih ameller işlemeyi bana nasip et. Soyumdan gelenleri de sâlih insanlar yap. Tevbe edip senin kapına döndüm ve ben tam bir teslimiyetle sana boyun eğenlerdenim.” (Ahkaf suresi 15)
"Bunlar öyle bahtiyarlardır ki, yaptıkları güzel amellerin mükâfatlarını onların en güzeline göre verecek şekilde kabul eder, günahlarını bağışlar ve kendilerini cennetin yârân ve yoldaşlarından kılarız. Bu, onlara verilmiş ve kesin olarak gerçekleşecek bir sözdür." (Ahkaf suresi 16)
AHKAF SURESİ 15-16. AYETLERİN TEFSİRİ
Bakara sûresi 233. âyette emzirme süresinin tam iki sene olduğu bildirilir. Burada ise çocuğun anne karnında taşınma süresi ile sütten kesilme süresinin otuz ay olduğu beyân edilir. Bundan hareketle asgari hamilelik müddetinin altı ay olduğu sonucuna ulaşılır.
Bu âyetlerde, Allah Teâlâ’nın emrettiği şekilde anne babasına iyilik yapan, özellikle de insanın en olgun, güçlü, kuvvetli olduğu çağ olan kırk yaşına geldikten sonra istikâmetini tam olarak Allah’a doğru yöneltip, ciddi bir tevbeden sonra İslâm’ın gereklerini yerine getiren ve bu hususta Cenâb-ı Hak’tan yardım isteyen güzel bir insan, güzel bir evlat karakteri misal verilir. Fakat anlaşılan o ki, kırk yaşına kadar geçen süre zarfında bu insanın bir kısım iyi ve makbul amelleri olduğu gibi, bazı günahları da vardır. Ancak tevbe ettikten sonra daha şuurlu bir kulluk hayatına başlamış ve bunu devam ettirmektedir. Bunlar, elbette ta işin başından “Rabbim Allah’tır” deyip sonra istikâmet üzere bulunanlar gibi yüksek seviyede kullar olmasa da, Allah onların samimi tevbe ve niyazlarını kabul edecektir. Buna binaen de âhirette, onların dünyada yaptıkları güzel amelleri dikkate alacak, amellerini onların en güzeline göre değerlendirecek, günahlarını silecek, böylece onları cennetlikler arasına katacaktır. Rabbimiz bu beyânlarıyla, henüz kendisini günahlardan tam olarak uzak tutma konusunda başarılı olamamış, fakat kalbinde bu yönde güzel niyetler taşıyan kullarını iyiliğe yönlendirmekte ve onları kurtuluşa davet etmektedir. Verdiği sözde de mutlaka duracağını te’yîden bildirmektedir. (Prof. Dr. Ömer Çelik Tefsiri)