Araç Park Etmenin Formülü

Stanford’ta Matematik hocası olan Prof. Dr. Keith Devlin, aracınızı sağa sola hareket ettirmeden rahat bir şekilde nasıl park edeceğinizi söylüyor. Buna mükemmel paralel park etme adını veriyor.

Büyük bir şehirde yaşıyorsanız anlatacaklarım size çok tanıdık gelecek. Trafik berbat. İşinize geç kalmışsınız. Varınca, aracınızı parketmek istediniz ama hiç yer yok! Haliyle aracınızı cadde boyunca bir yere park etmek zorunda kaldınız. Aradınız sonunda bir yer buldunuz ama bulduğunuz yer iki kocaman station arabanın arasında. Oraya park eder misiniz yoksa yer aramaya devam mı edersiniz?

araç park etmenin matematiksel formülü

ARAÇ NASIL PARK EDİLİR?

Hiç dert etmeyin, geometri hayatınızı kurtarabilir. Küçük bir hesap yapınca sonucu hep birlikte göreceğiz. Sizin yerinizi işgal eden öndeki ve arkadaki aracı görmezden gelin. Ama birkaç parça bilgiye ihtiyacımız olacak.

Matematik ile araç park etmenin formülü

araç park etmek

1. Aracınızın dönme açısı: r 2. İki tekerlek arasındaki mesafe: l 3. Ön tekerlekle tampon arasındaki mesafe: k 4. Arkasında park etmek istediğiniz aracın genişliği: w

Şimdi bu değişkenleri bir formülün içine entegre etmemiz gerekli ki siz de aracınızın o yere sığıp sığmayacağını hesap edersiniz.

Araç park etmenin formülü Londra Üniversitesi’nde hoca olan Simon Blackburn tarafından ortaya atıldı. Stanford’ta Matematik hocası olan Keith Devlin, NPR’den Audie Cornish’e “basit matematiğin zekice bir uygulaması ” dedi.

Devlin’e göreyse en karmaşık kısmı eski dostumuz olan Pisagor Teoremi. Lise matematiğinden hatırlayacağınız gibi Pisagor

Teoremi a²+b²=c²’dir.

Devlin’in formülü aracınızın uzunluğundan ziyade ne kadar fazladan yere sahip olduğunuzu, aracınızı sağa sola hareket ettirmeden rahat bir şekilde nasıl park edeceğinizi söylüyor. Buna mükemmel paralel park etme adını veriyor.

Blackburn’ün formülü aracınızın dönme kapasitesinin yay şeklini tam bir daire üzerinde çizerek, sonra da o dairenin merkezinden Pisagor’un sevdiği dik üçgenler çıkararak kullanılıyor.

Şöyle devam ediyor: “Matematik insanların yaparak ve yaptıkça uzmanlaştığı alanlardaki detaylarda size farklı bir anlayış sunuyor.”

“Aslında bir şeyler üzerindeyken ister dışarda olsun ister aracın içinde bu tarz şeyleri yaparken işinde iyi olan birer matematikçi oluyoruz. Ama buna matematik demiyoruz ve sadece arabasını park edebiliyor diye de insanları matematik dersinden geçirmiyoruz. “ diyor Prof. Devlin

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.