A'râf Suresi 89. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
A'râf Suresi 89. ayeti ne anlatıyor? A'râf Suresi 89. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
A'râf Suresi 89. Ayetinin Arapçası:
قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللّٰهِ كَذِبًا اِنْ عُدْنَا ف۪ي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ اِذْ نَجّٰينَا اللّٰهُ مِنْهَاۜ وَمَا يَكُونُ لَنَٓا اَنْ نَعُودَ ف۪يهَٓا اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُ رَبُّنَاۜ وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًاۜ عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۜ رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَاَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِح۪ينَ
A'râf Suresi 89. Ayetinin Meali (Anlamı):
“Allah bizi sizin o bâtıl dîninizden ve yolunuzdan kurtardıktan sonra yeniden ona dönersek, bu takdirde elbette yalan isnadıyla Allah’a iftirada bulunmuş oluruz. Doğrusu Rabbimiz Allah’ın dilemesi hâriç, bizim sizin bâtıl dîninize dönmemiz asla sözkonusu değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz yalnızca Allah’a güvenip dayandık.” Sonra Allah’a yönelerek: “Rabbimiz! Sen bizimle kavmimiz arasında hükmünü ver. Çünkü hüküm verenlerin en hayırlısı sensin!” diye yalvardı.
A'râf Suresi 89. Ayetinin Tefsiri:
Müstekbirlerin
ve zorbaların âdeti, daima üstün olmaya ve kendilerinden zayıf olanlara
istediklerini yaptırmaya çalışmaktır. Çünkü onlar, elde ettikleri nimetlerin
şımarıklığı, zenginliğin azgınlığı ve despotluğun taşkınlığı içindedirler.
Tutuldukları dünya sevgisi, onlara, her türlü kötülüğü yaptıracak ve her türlü
mel’aneti işletecek güçtedir. Bu sebeple Hz. Şuayb’ın nasihatlerini dinleyen
kavmin büyüklük taslayan ileri gelenleri, Şuayb (a.s.) ve ona inananları baskı
altında tutup yurtlarından çıkarmaya veya dinlerinden döndürmeye
zorlamışlardır. İki ihtimalden birinin gerçekleşeceği hususunda yemin
etmişlerdir. Fakat asıl maksatları, onları dinlerinden döndürmeye çalışmaktır.
Sürgünü, onları buna zorlamak için ileri sürmüşlerdir.
Hz.
Şuayb, tehditlere aldırmaksızın, korkusuzca, kendinden gayet emin bir şekilde,
Allah’a olan iman ve tevekkülünü beyân ederek ve en açık bir ifadeyle hak din
olan İslâm’ı bırakıp bâtıl bir dine dönmelerinin mümkün olmadığını; böyle bir
şeyin Allah’a karşı düpedüz bir yalan isnadında bulunma mânasına geldiğini
söylemiştir. Çünkü bâtıl dini kabul ettikleri takdirde, putların Allah’a eşit
olduğunu, İslâm’ın bâtıl, şirk ve küfrün ise gerçek olduğunu tercih etmiş
olacaklar ki, bundan daha büyük iftira düşünülemez.
Kavmin
küfür ve kibirde direnmeleri üzerine Şuayb (a.s.): “Rabbimiz! Sen bizimle
kavmimiz arasında hükmünü ver. Çünkü hüküm verenlerin en hayırlısı sensin!” (A‘râf
7/89) diye yalvarmış, artık kimin
haklı kimin haksız olduğunun bir an önce ortaya çıkmasını Rabbinden talep
etmiştir. Bunun üzerine:
A'râf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
A'râf Suresi 89. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR